GÜNDEM
Üretici ve Eurogap
Son yıllarda AB ülkelerinde kişi başına düşen gayrisafi
milli hasılanın (diğer bir deyimle hayat standardının) yüksek
oluşu özellikle taze tüketilen ürünlerde tüketici taleplerinde
önemli değişikliklere yol açmıştır. Çevreye ve doğaya giderek
daha saygılı olan tüketiciler, klasik üretim yerine çevre dostu
üretim teknikleri ile doğal veya doğala çok yakın ortamlarda yetiştirilmiş
ürünler talep etmektedir.
İşte bu nedenle AB ülkelerindeki tüm süper ve hipermarketlerin
üyesi olduğu Avrupa Gıda Perakendecileri Birliğinin her türlü
yaş sebze ve meyveyi üretimden tüketime kadar kayıt ve kontrol
altına almaya yönelik Eurepgap Protokolu yürürlüğe girmektedir.
2004 yılında uygulamaya girecek olan bu protokol Türk yaş sebze-meyve
üreticisi ve ihracatçısını ne şekilde etkileyecek ve özellikle
Türk üreticisinin bu standartlara uyumu ne şekilde sağlanacaktır
? Son aylarda ülkemiz tarımını ve dolayısıyla ihracatının gündemine
oturmuş olan bu soruya cevap verebilmek için öncelikle üreticimizin
yapısını ve olanaklarını irdelemekte fayda vardır.
AB ülkelerine yönelik ihracatımızın yoğunluk kazandığı kış döneminde
üretim seralarda yapılmaktadır. Sera varlığı açısından 29.000
hektarla Avrupa'da İspanya'dan sonra ikinci sıraya oturmuş olan
örtü altı tarımımızda işletme büyüklüğü AB ortalamasının 10 kat
aşağısında olup 2.000 m2 düzeyindedir. Miras hukukumuzun yol açtığı
bu olumsuz yapılanma, işletmeleri sermaye açısından güçsüz bıraktığı
gibi, modern tekniklerin uygulanmasını imkansız hale getirmiştir.
Küçük sera üreticisi her türlü örgütlenmeden yoksundur. Pazar
anlayışı ise yakınındaki toptancı haline malın tesliminden öteye
geçememektedir. Çünkü hasat öncesi üretim finansmanı çoğunlukla
hal komisyoncusundan alınan avansla sağlanmaktadır.
Üreticimiz Arayış İçinde
Büyüklüğü 5.000 m2 üzerinde olan sera işletmelerinde üretici şu
ana kadar seradan kazandığı gelirin tamamını alan itibarıyla büyümeye
harcamıştır. Toplam içerisinde alan itibarıyla % 25 lik paya sahip
olan bu üretici grubu Eurepgap standartlarının uygulanması için
üzerinde durulması gereken gruptur. Şuana kadar her türlü örgütlenmeden
mahrum bu üretici grubunun tek başına pazarın bu yeni talebine
entegre olması beklenemez.
Üretici Birliklerinin Önlenemez Yükselişi
Bu konuda şimdiye kadar önemli mesafeler kaydetmiş olan İspanyol
ve İtalyan çiftçiler bu yeni sistemin gerektirdiği yeni modern
üretim tekniklerini öğrenmek, uygulamak, ürünlerini ortak paketlemek
ve ortak pazarlamak için üretici birlikleri ve kooperatifler bazında
örgütlenmişlerdir. Bu örgütlenmenin boyutu, marka ve pazarda süreklilik
sağlayacak ürün miktarı ile belirlenmektedir. Dolayısıyla bu tür
üretici birlikleri 10 15 üreticinin bir araya gelmesi ile oluşabildiği
gibi 100 150 üreticiden oluşan birlikler de vardır. (AB ülkeleri
genelinde
toplam yaş sebze-meyvenin % 40'ı üretici birlikleri tarafından
üretilmektedir. Belçika ve Hollanda'da bu oran % 70'lerde seyrederken
üretimin İspanya'da %50'si, Fransa'da %55'i ve İtalya'da %30'u
üretici birlikleri tarafından gerçekleştirilmektedir.)
Türk üreticisinin pazarın bu yeni taleplerine cevap verebilmesi
için öncelikle belli bir ortaklık statüsü içerisinde örgütlenmesine
gereksinim vardır. Üretici Birliği olarak tanımlanabilecek bu
yeni ortaklık modelinin hukuksal altyapısının acilen hazırlanması
zorunluluk arz etmektedir. Ancak bu yolla şimdilik yukarıda sözünü
ettiğimiz üretici grubunun yeni teknikleri uygulayacak ve ürününü
pazarın taleplerine uygun olarak paketleyecek ve ihraç edebilecek
konuma gelmesi mümkün gözükmektedir.
Kışın Isıtılmayan Seralarda İlaç Kullanımı Kaçınılmaz
Sera üreticisinin sezon boyunca Eurepgap standartlarına uygun
üretimle pazarın istediği kalite ve zamanda mal sunabilmesi ancak
seraların ısıtılması ile gerçekleştirilebilir. Şimdiye kadar uygulanagelen
klasik üretim sisteminde kış aylarında ısıtılmayan seralarda sera
içinin aşırı nemlenmesi pestisit kullanımını gerekli kılan bir
çok bitki hastalığına sebep olmaktadır. Sera nemini azaltmanın
tek yolu ise sera sıcaklığının kış aylarında yükseltilmesi ile
mümkündür. Sera ısıtmasında çevre kirliliği yaratmayan en uygun
kaynak olarak kabul edilen LPG için ülkemizdeki fiyatlar, Hollandalı
üreticilerin ödediğinin 3 katı, İspanyol üreticisinin ise 2 katı
daha fazladır. Eurepgap standartlarına uygun üretim yapmayı hedef
alan Türk üreticisinin işçilik, kaliteli sulama suyu ve iklim
elverişliliğinden sağladığı bütün avantajlar yüksek ısıtma maliyetleri
nedeni ile ortadan kalkmaktadır ve buna paralel olarak ihracatçının
rekabet gücü zayıflamaktadır
Üretim Danışmanı Eksikliği
Esasen Eurepgap standartları konusunda Tarım Bakanlığı ve Antalya
İhracatçı Birlikleri kanalı ile üreticiye yönelik toplantılar
düzenlenmiştir. Büyük iyi niyetlerle düzenlenen bu toplantıların,
üreticiyi cesaretlendirmekten ziyade sistemin karmaşıklığı nedeni
ile ürküttüğü gözlenmiştir. Bu standartların uygulaması konusunda
üreticiye yol gösterecek ve uygulamada cesaretlendirecek olan
tek birim üretim danışmanlığı müessesesidir. Ancak şu ana kadar
ne yazık ki büyük bir işsizliğin yaşandığı ziraat mühendisliği
mesleğinde çok az kişi bu alanda faaliyet gösterebilmektedir.
Böyle bir danışmanlık eğitiminin alınabileceği konuya özel bir
kurumun faaliyetine henüz rastlanmamıştır. Bu nedenle Eurepgap
uygulamalarının yaygınlaştırılması aşamasında, üretim danışmanı
eksikliği önemli sorun olarak karşımıza çıkacaktır.
Sonuç olarak:
Türk yaş sebze ve meyve üreticisinin 2004 yılında yürürlüğe girecek
Eurepgap Protokolu uygulamalarına uyum sağlaması oldukça güçtür.
Ancak imkansız değildir. Toplam üretimde % 4'lük ihraç payının
( aynı oran İspanya'da % 51, İsrail'de % 23'tür) dahi tehlikeye
gireceği bir döneme doğru gitmekteyiz. Bu durumun önüne geçmek
ve iklim, toprak ve su avantajımızın getirdiği sürdürebilir bir
üretim potansiyeli ile uyumlu ihracat miktarına erişmek için çok
hızlı hareket etmek zorundayız. Uzun ve yoğun gayret sarfedilmesi
gereken bu hedefe ulaşmak için;
Üreticinin teknik hizmet almasını, paketleme ve pazarlamasını
ortaklaşa yapabileceği bir örgütlenme yapısına kavuşması kaçınılmazdır.
Üretici Birliği olarak da tanımlanan bu modelin hukuksal altyapısının
oluşturulması gereklidir.
Tarım işletmelerinin ekonomik açıdan rasyonel bir büyüklükte kalmasını
sağlamak için Miras Hukukunun yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır.
Eurepgap standartlarını uygulama bağlamında üreticiye kayıtlı
ve kontrollü üretimi öğretmek için Üretim Danışmanının rehberliğine
gereksinim vardır. Uygulama aşamasında oldukça ihtiyaç duyulacak
üretim danışmanlığı mesleğinin hayata geçirilmesi için eğitsel
düzenlemeler yapılmalıdır.
Serada, Eurepgap standartlarına uygun üretim için ülkemizin güney
sahil kuşağında dahi seraların ısıtılması kaçınılmazdır. Mevcut
enerji fiyatları ile bunu gerçekleştirmek ekonomik olmadığından
seramik sektöründeki uygulamalar gibi ihracata giden sera ürünü
için de üretimde kullanılan LPG'nin sübvansiyonu gereklidir.
|