GÜNDEM

 
Pamuk Adana'da Çeyiz Sandığıdır


Pamuk Adana'da çeyiz sandığıdır. İçerisinde iş vardır, aş vardır, mutluluk vardır. Adana ili olarak 213 bin 500 hektar alan pamuk ekilişimiz, girdi maliyetleri, yanlış ithal politikaları, hasatta işçi bulamama sorunları yüzünden 2002 yılında 55 bin hektara 2003 yılında 45 bin hektara düşmüştür.

Düşük pamuk fiyatlarından kaynaklanan gelir kayıpları pamuk üretimini ve pamuğun getirdiği zenginliği Adana'da bitirmiştir. Fakat bütün bu olumsuzluklara rağmen Adana'da inadına pamuk üretilmektedir. Kırsal kesimin geliştirilmesi ve fakirliğin önlenmesi açısından pamuk ülkemiz ve bölgemiz için çok önemlidir.ancak Türkiye sübvansiyonlu pamukların yarattığı haksız rekabetle pamuk üreticisini cezalandırmaktadır. Kütlü kiloda 34 cent prim ile desteklenen, üretimleri “Global Maliyetler” ile yapılan (bizden ucuz mazot, gübre, ilaç kredi) Amerikan pamuğu ile, Gümrük Birliği antlaşması ile “Sanayi Ürünü” olarak kabul edilen ve kütlü kiloda 24 cent prim ile desteklenen Yunan pamuğu sıfır gümrük ve sıfır fon ile ithal edilerek Türk pamuk üreticileri kendi ülkelerinde tasfiye edilmeye çalışılmaktadır.
Türk pamuk üreticisinin dış rekabete karşı tamamen savunmasız durumda bırakmak, pamuk üretiminin ülkede yasaklanması demektir. Mazotu, gübreyi ve ilacı dünya fiyatlarının çok üzerinde kullanan ve ucuz kredi imkanı bitmiş olan üreticinin alacağı primin yetersiz olması sadece üreticiye dönük değil ülkenin ekonomik, toplumsal ve siyasal istikrarına yönelik hatalı bir girişim olacaktır.

Adana Çiftçiler Birliği olarak pamuk ile ilgili taleplerimiz ise şöyledir;
Pamuk üretimi 2003-2004 sezonunda kütlü pamuğun kilosunu verilecek 20 cent prim ile desteklenmemelidir. Üretim açığımızın kapatılması, dışa bağımlı halden kurtulma, kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alarak hazineye katkı sağlamak için yeterli prim mutlaka peşin olarak verilmelidir.

ABD'den yapılan pamuk ithalatı pamuk üreticilerini koruyacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Yapılacak ithalat pamuk açığımızı geçmeyecek biçimde ve Mart-Temmuz ayları arasında aylık kotalar halinde kısıtlanmalıdır.
Gümrük Birliği antlaşması gözden geçirilerek pamuk ve pamuk çekirdeği (çiğit) “sanayi ürünü” değil “Tarım ürünü” olarak değerlendirilmelidir.

Pamuk toplama makinelerinin ülkeye girişi uygun kredi koşulları ile desteklenmelidir teşvik edilmelidir.

İthal mısıra kota uygulaması getirilmeli

Bilindiği üzere; 2002 yılında, Mısır ithalatına konulan % 35 fon nedeniyle hasat döneminde mısır ithalatı yapılamamış ve mısır kullanan sanayiciler (nişasta ve yem) yerli üretime yönelmişlerdir. Bu nedenle de, 2002 yılı mısır ürününün pazarlanmasında üretici açısından bir sıkıntı yaşanmamıştır. Ancak, 2003 yılı Nisan ayında yüzde 35 olan mısır ithalat fonu cazip hale gelmiş ve bunu fırsat bilen sanayicilerde, mısır ithalatına başlamışlardır. Alınan bilgilere göre, Ocak ayından başlamak üzere, bugüne kadar yaklaşık 1,2 milyon ton mısır ithal etmişlerdir (fabrika teslimi 245-250 bin tl/kg'dan). Yine alınan bilgilere göre, alım bağlantısı yapılmış ve yolda olan gemilerdeki mısır miktarını göz önüne aldığımızda Ağustos ayı sonuna kadar ithal mısır miktarının 1,7 milyon tona çıktığı görülmüştür. Toprak Mahsulleri Öfisi (TMO), Haziran ayında 2003 yılı mısır alım fiyatlarını 310 bin Tl/Kg olarak ilan etmiştir. İthal fiyatlarının daha cazip olması nedeniyle, mısır kullanan sanayi kolları, gereksinim duydukları ithal mısırı ithal yoluyla temin etmeye çalışacaklardır (büyük bir kısmını temin etmişlerdir) Eğer geç kalınır, gerekli önlemler alınmaz ise, bu sektöre ait firmalar, hasat döneminde mısır alımı yapacaklar ve üreticiler depolama imkanları olmadığı için, ürünlerini acilen TMO'ya satmak mecburiyetinde kalacaklardır. Bu defada TMO'ların önünde uzun kuyruklar oluşacak ve geçmiş yıllarda olduğu gibi büyük izdiham yaşanacak ve mısır üreticileri perişan olacaktır. Sonuçta, geçmiş yıllarda olduğu gibi, üretici mısırdan vazgeçecek ve ülke ihtiyacı için gereksinim duyulan miktardaki mısır ithal edileceğinden, önemli bir döviz kaybı yaşanacak, bu da ülke ekonomisini olumsuz etkileyecektir. Ayrıca, 2003 yılı mısır rekoltesinin yaklaşık, 2,5 milyon ton olabileceği düşünüldüğünde, bu miktar mısırın alımında TMO, büyük bir finansman (yaklaşık 550-600 milyon dolar) sıkıntısına girecektir.

Diğer taraftan 19 Nisan 2001 yılında resim gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4634 sayılı “Şeker Kanunu” nedeniyle, NBŞ'lere getirilen kotanın yüzde 10 olarak devam etmesi halinde, bu sektörün ait firmaların, geçen yıla göre 300-350 bin ton daha az mısır almalarına neden olacaktır. Çok az gibi görünen bu miktar, hasat zamanı piyasayı regüle etmesi bakımından, büyük önem kazanmaktadır. Bilindiği gibi, yem sanayi aylık ortalama 200 bin ton mısır işlemektedir. Geçtiğimiz aylarda ithal edilen ve edilecek yaklaşık 1,7 milyon ton mısırın, büyük bir kısmı yem sektörüne kaydırılacağı için hasat döneminde bu sektör tarafından mısır alımı yapılmayacağından veya yapılsa bile çok az olacağından (daha sonraki dönemlerde alım yapılacaktır), pazarlamada büyük sıkıntı yaşanacaktır.

14 Mayıs 2003 tarihinde yürürlüğe giren “Alternatif Ürün Projesi” kapsamında azalan şekerpancarı ekim sahalarında, mısır üretimi teşvik edilmek istenmektedir (132 milyon TL/da prim ödenerek) bu nedenle;şekerpancarı ekim bölgelerinde (K.Maraş, Niğde, Kayseri, Konya ve Eskişehir gibi bölgelerde) geniş alanlarda mısır ekimi yapılmıştır. Bu üreticiler pancarda olduğu gibi, hasat sonrası ürünlerini hemen satmak isteyeceklerdir (depolama imkanları olmadığı için) ilk defa mısır üretimine başlayan Şekerpancarı çiftçisi, yukarda açıklanan nedenlerden dolayı, hasat dönemine ürününü satamaz ise, gelecek yıllarda mısır ekimini tercih etmeyecek (ilk denemede başarısız oldukları için) ve yeniden şekerpancarına dönülmesi için hükümetimize baskı yapmaya başlayacaktır.
Açıklamaya çalıştığımız sorunların ortaya çıkmaması, mısır pazarlamasında belirtilen darboğazların yaşanmaması ve ülke ekonomisinin olumsuz yönde etkilenmesi için, hasat mevsiminin yaklaştığı bu günlerde, şu iki önlemin acilen alınması gerekmektedir.

İç ve dış piyasa fiyatlarını dengeleyebilmek için, mısır ithalatının en az yüzde 80 olmak kaydıyla fon konulması

Geçen yılda olduğu gibi NBŞ'ler için konulan yüzde 10'luk kotanın yüzde 50 oranında artırılarak, yüzde 15 olarak uygulanması için Bakanlar Kurulu tarafından karar alınmalıdır.

 

 
Kendinizi Mail listemize ekleyin sitemiz ve sektörle ilgili gelişmelerden sizide haberdar edelim.

 

GÜNDEM

>> Üretici pamukta hayal kırıklığı istemiyor

>> Pamukta prim az, kayıp çok

>> Tarımı kur vurdu

>> Pamuk Adana'da çeyiz sandığıdır

>> Fındık piyasasında neler oluyor

>> Çiftçi de tarım da batıyor

>>
Ayçiçeğinde avans fiyatı 460 bin TL

>>
5. Soya Toplantısı

>> Üretici ve Eurogap

>> Konya Tarım Fuarı




 

ANA SAYFAYA DÖN
 


Copyright©1996-2000 Cine-Tarım A.Ş. Her hakkı saklıdır.
Cine-Tarım A.Ş.'nin yazılı izni olmaksızın hiçbir yazılı ve görsel malzeme kısmen ya da bütünüyle kullanılamaz.