GÜNDEM
Mısırın Paydaşları
Biraraya Geldi
Adana Çiftçiler Birliği ve Adana Tahıl Üreticileri
Birliği'nin birlikte organize ettikleri “Mısırın ülke ekonomisine
katkısı ve üretiminin önündeki engeller” konulu panel Adana Hiltonsa
Oteli'nde yapıldı. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof.Dr. Osman Tekinel'in yönettiği panele panelist olarak
Adana Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Halis Arıoğlu
“Mısır üretiminin önemi ve sektörle bağlantısı”, Tavaş A.Ş. Genel
Müdürü Mehmet Erel “Mısır üretiminin yem sanayi ile ilişkisi”,
Nişasta ve Glikoz Sanayicileri Derneği 2. Başkanı Rint Akyüz “Mısır
üretiminin glikoz ve nişasta sanayi üzerindeki etkileri”, Adana
Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Nur Özkan “Mısır üreticisinin
bugünkü durumu ve beklentileri”, konu başlıklarıyla katıldılar.
Ayrıca Almanya,Tunus ve Finlandiya'nın Fahri Konsolosları ve Adana
Milletvekilleri'de toplantıda yer aldılar.
Çok sayıda tarım paydaşının ve üreticinin bulunduğu
toplantıda bir açılış konuşması yapan Adana Çiftçiler Birliği
Başkanı Cumali Doğru uygulanmakta olan mevcut prim sistemi ve
ithal buğdayı eleştirerek şunları söyledi:
“Tarım dünyanın her tarafında korunan ve devlet desteğine ihtiyaç
duyulan bir sektördür. Dünyanın en ileri en gelişmiş ülkelerinde
bile tarımda serbest piyasa şartları henüz oluşmamıştır. Tarım
demek doğayla savaş demektir. Bu nedenle korumasız desteksiz bir
tarımın ayakta kalabilmesi mümkün değildir. Yoğun ve yıkıcı bir
rekabet kapımızdan içeri girmiştir. Biz bu rekabete hazırız, korkmuyoruz.
Ancak bu rekabetin başarı ile çıkabilmesi için öncelikle dünya
çiftçilerinin kullandığı fiyattan”GİRDİ” kullanmak istiyoruz”
Dünyada ve Türkiye'deki üretici destekleri konusunda da bilgi
veren Doğru, “Biz devlet buğdayımızı alsın demiyoruz. Devletin
görevi ürünümüzü almak değil, serbest piyasayı çalıştıracak mekanizmaları
tarafsız biçimde ortaya koymaktır. Hasat mevsiminde ürün ithalatı
piyasadaki dengeleri üretici aleyhine bozacağı için kesinlikle
karşıyız, doğru bulmuyoruz. TMO tarafından açıklanacak buğday
alım fiyatları, enflasyona endekslenmelidir. Buğday fiyatları,
ayrıca Şikago Borsası fiyatları referans alınarak oluşturulmalıdır.
TMO'nin buğday satış fiyatlarının da maliyetleri karşılayacak
düzeyde tutulmasını istiyoruz”şeklinde konuştu.
Mısır Üretiminin Önemi Ve Sektörlerle Bağlantısı
Prof. Dr. Halis Arıoğlu:
“Mısırın, insan ve hayvan beslenmesine sağladığı katkılar, ekim
nöbeti içerisinde yer alarak toprağa sağladığı faydalar ile üreticiye
sağlayacağı ekonomik kazanç ve sanayi sektörüne sağladığı hammadde
nedeniyle, gerek dünya ülkeleri vegerekse ülkemiz için vazgeçilmez
konumda olan bir bitkidir. Ülkemiz coğrafi konumu nedeniyle mısır
ve mısıra dayalı ürünlerde büyük bir ihracat potansiyelini kullanması
mısıra dayalı, sanayi sektörü ve tohumculuk sektörünün büyük oranda
yabancı sermaye akşını sağlayacak sektörlerden birisi durumunda
bulunması gibi nedenlerle, ülkemiz açısından mısır tarımının önemi
her geçen gün daha da artmaktadır.Türkiye mısır üretimi bakımından
büyük bir potansiyele sahiptir. Ülkemiz için mısır veya mısıra
dayalı ürünler ithal etmek, yıllık ortalama 250-300 milyon dolar
gibi çok önemli döviz kaybıdır. Ülkemizdeki mısır üretimini artırabilmek
için süre geciktirilmeden tüm önlemler alınmalı ve mısır üretimi
yapan üreticiler desteklenerek, mısır üretimi teşvik edilmelidir.
Ayrıca; üretimi artırmanın yanında, üretilen mısırın yaklaşık
% 70-75'inin kullanıldığı yem sanayii ile mısır ürününe yüksek
oranda katma değer kazandıran (Mısır kullanan veya işleyen) sanayi
kollarının (Nişasta ve glikoz sanayii) önündeki engeller (Şeker
yasasına bağlı olarak Nişasta ve Glikoz üretimine getirilen kota
gibi) kaldırılmalı ve bu sanayii kollarının gelişmesi için gerekli
tüm önlemler vakit geçirilmeden alınmalıdır.
Bu takdirde, ülkemizde mısır üretimi artırılabilir ve dışarıya
bağımlı olmaktan kurtulabiliriz. Ayrıca tüketim fazlası ürünleri,
Ortadoğu ülkelerine ihraç etmek suretiyle, ülkemize önemli miktarlarda
döviz kazandırabiliriz” dedi.
Mısır Üretiminin Yem Sanayii İlişkileri
Mehmet Erel;
“Mısır, kanatlı yemlerinin önemli hammad-delerinden birisidir.
Broiler yemlerinde %50, yumurta yemlerinde % 30 oranında kullanılmak-tadır”
dedi.
Erel, mısırın yem sanayiindeki yeri ve önemini belirten konuşmasının
sonunda; “Yem sanayii için aylık 200 bin ton mısıra ihtiyaç vardır.
Bugün için yerli üretimimiz yeterli değildir. Neyazık ki 2.ürün
mısırda kalitesizlik, küf ve mantar sorunu ile yanlış depolama
sonucu ortaya çıkan Mikotoksin problemi var. Çiftçinin ürettiği
nemli ve satılmayan mısırlar TMO tarafından satın alınıyor, gerekli
düzeyde kurutulmadan depolandığı için Mikotoksin sorunu ortaya
çıkıyor. Mısıra teşvik primi verilip, müstahsil makbuzundan stopaj
alınmamalıdır. TMO'nin atıl durumda olan kurutma üniteleri ve
depoları üreticilerin menfaatlerine kullandırılabilir. İthal edilen
mısırın fiyatı gümrük vergisi ve dış fiyatlar dikkate alınarak
yükseltilmelidir.Yeterli yerli üretim oluşmazsa, fonlar düşürülmelidir.
Üretilen fazla mısırı depolamak ve almak için depolama sistemi
teşvik edilmelidir. Transgenetik mısırın kullanılıp kullanılmayacağına
artık karar verilmelidir”dedi.
Mısır Üreticisinin bugünkü durumu ve Geleceği
Nur Özkan;
“Üreticinin işi gerçekten çok zor. Çiftçi kimyager olmalıdır,
çünkü attığı gübrenin ve ilacın toprakta ve bitki üzerindeki reaksiyonunu
bilmelidir. Çiftçi makine mühendisi olmalıdır, traktörünü, ekipmanını
en sağlıklı şekilde çalıştırabilsin. Hatta ekonomist olmalıdır
ki bu kadar yüksek girdi maliyetlerine karşın direnebilsin, büyük
destekler alan gelişmiş ülkelerdeki üreticilerle rekabet edebilsin,
sübvansiyonla dünya fiyatlarıyla başa çıkabilsin, mücizeler yaratsın.
Türk çiftçisinin üretim ile bir sorunu yoktur. Amerikan çiftçisi
birim alandan ne kadar mısır alabiliyorsa, bugün Çukurova çiftçiside
birim alandan o kadar ürün alabiliyor. Deme ki işini iyi yapıyor.
Sorun Türkiye'de de devletin tarım sektörüne yeterli destek verememesidir.
Önemli olan bu desteğine ne tür projelerle ve nasıl verileceğinin
iyi planlanmasıdır” dedi.
Mısır Üretiminin Nişasta ve Glikoz Sanayiinde Etkileri
Rint Akyüz;
“Mısır üretimi nişasta sanayiinin can damarı ve tek hammaddesidir.
Dünyada nişasta sanayii; nişasta, glikoz, izoglikoz, siklodekstrozlar,
organik asitler, amino asitler, ksitol, mannitol, sorbitol, maltitol,
E ve C vitaminleri ve doğaya dönüşümlü plastik üretimi gibi yarattığı
katma değer açısından dünyanın en önde gelen sanayisidir. Bu sanayii,
çiftçiden yaptığı düzenli alımlar ve çiftçiyle yaptığı düzenli
sözleşmeli tarımsal üretim nedeniyle mısır tarımının en büyük
destekçisidir. 10 yıllık hedefler çerçevesinde sektör 2001 yılı
itibariyle 800 bin ton glikoz ve izoglikoz üretim kapasitesine
ulaşmıştır. Sektörün bundan sonraki gelişimi , gıda sanayiinin
(kişi başına düşen tüketim ve çeşitlenme) büyümesi ve ileri teknoloji
ürünlerinin bu sanayide yerini gerçekleşecektir. Nişasta sanayisi,
Şeker Kanunu kapsamı içine alınmasından dolayı büyük zarar görmüştür.
Ayakta kalabilmesi için bu büyük haksızlığın mutlaka giderilmesi
gerekir” dedi.
Panelistlerin konuşmalarından sonra toplantıya başkanlık yapan
Prof.Dr. Osman Tekinel soru ve cevaplar bölümünü açtı. Soruların
yanıtlan-masından sonra panel boyunca mısır ile ilgili yapılan
değişik konulardaki bilgi aktarımlarını Prof.Dr. Osman Tekinel
özetleyerek panele katılan konuklara ana hatlarıyla aktardı.
|
GÜNDEM
>>
Çiftçiye
destek paketi çıktı
>>
GAP'ta
ürün deseni değişecek
>>
Üretici, buğday hasadına ithalatın gölgesinde başlıyor
>>
Tütünde
fiyasko
>>
Zeytin ağaçlarında "solgunluk" tehlikesi
>>
Yeni AB üyelerinden ilk darbeyi zeytinde yedik
>>
Mısırın paydaşları biraraya geldi
>>
Sistemden şikayetçiyiz
>>
Destekleme
primleri belirlendi
>>
Dünya tarımından biz de
binde 7 pay alıyoruz
>>
Türk
kirazı dünya pazarında

ANA
SAYFAYA DÖN

|