GÜNDEM

Tarımın yeniden yapılandırılmasında Toprak Muhafaza ve Tarımsal Sulama Politikaları Sempozyumu yapıldı...

Su ve toprak yoksa, bitkisel ve hayvansal üretimde yok

 

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, Ankara Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, TEMA Vakfı, Ziraat Mühendisleri Odası, Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği gibi Kurum ve Kuruluşların katılımı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca düzenlenen “Tarımın yeniden yapılandırılmasında toprak ve muhafaza ve tarımsal sulama politikaları sepozyumu” 30-31 Ocak 2001 tarihinde Ankara’da yapıldı.

 

 
Ülkenin güvenli yarınları ve geleceği açısından dikkate alınıp uygulanması dileği ile ilgililerin ve kamuoyunun bilgilerine sunulmasına karar verilen öneriler ve sempozyum sonucu ortaya çıkan kararlar ise şunlardır:

1. Toprak, insanlarımızın ihtiyaç duyduğu, yeniden üretilmesi kesinlikle mümkün olmayan sınırlı bir kaynaktır.

2. Su ve toprak, tarımsal faaliyetlerin ve gıda maddelerinin temel üretim faktörleri olup, bunlar yoksa bitkisel üretim de, hayvansal üretim de mümkün değildir.

3. Toprak ve su toplumda huzurun kaynağıdır.

4. Ülkemiz, dünyada toprak rezervi kalmayan 19 ülkeden biridir.

5. Yurdumuzun su kaynakları, bölgede önemli bir potansiyel olarak görülmesine rağmen, su zengini sayılabilecek bir nitelik taşımamaktadır.

6. İşlenebilir nitelikteki I., II., III. sınıf tarıma elverişli topraklarımız; sanayileşme, kentleşme, erozyon, çoraklaşma, tuğla ve kiremit ocakları ve yeri yanlış seçilen bazı kamu yatırımları gibi nedenlerden dolayı giderek azalmakta, talan edilmektedir.

7. Akarsular, barajlar ve göllerimiz; evsel ve endüstriyel atık sularıyla kirlenmekte, buralardan tarımsal amaçla sulamalar sonucunda, insanlarımıza ve çevre sağlığına önemli zararlar verilmekte, topraklarda telafi edilemeyecek bozulmalar görülmekte, su havzaları kirlenmekte, su kaynakları kurumaktadır.

8. Tarım topraklarımızın amaç dışı kullanımı, sulamaya yeni açılmış arazilerde bile gerçekleşmekte, toprak kaynaklarımız taşınarak ve çoraklaşarak heba olurken, yatırımların boşa gitmesi ile sosyo-ekonomik sorunlar ortaya çıkmaktadır.

9. Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımları, mevcut olan yönetmeliğe rağmen engellenememekte ve fiili durumlar oluşturularak bu araziler hızlı bir şekilde elden çıkmakta, talan edilmektedir.

10. Bir çok ülkede tarım topraklarını ve su havzalarını korumayı amaçlayan tedbirlerin çok önceden alınmaya başlamasına karşılık, bugün hala ülkemizde, tarım arazilerinin büyük bir savurganlıkla kullanıldığı görülmektedir.

11. Toprak koruma konusunda proje ve pilot çalışma ölçeğinde ülkemizde önemli araştırma ve çalışmalar yapılmasına karşın genel anlamda toprak koruma stratejileri ve politikaları oluşturulamamıştır.

12. 1963-1984 yılları arasında çok başarılı hizmetler veren Toprak-Su Teşkilatı 1984 yılından sonra yapılan reorganizasyon sonucunda diğer Genel Müdürlüklerle birleşerek büyük bir Genel Müdürlük haline gelmiştir. Ancak Toprak - Su hizmetleri diğer hizmetler içerisinde yıllar itibarıyla git gide küçülerek etkinliğini kaybetmiştir.

13. Oniki Anayasa maddesi, kırkbeş yasa maddesi, otuzdokuzdan fazla tüzük ve yönetmelik; toprak ve su kaynaklarının yönlendirilmesi ile ilgili sorumluluk, görev ve yönetimleri belirlemektedir. Ancak bu kadar mevzuatı uygulamada görevli kurum ve kuruluşlar ile, bunların hiyerarşik yapılan o kadar karmaşık bir hal almıştır ki, içinden çıkılamaz bir ortam yaratılmıştır.

Tarım; toprağı, suyu, enerjisi, bitkisel üretimi, mera varlığı, hayvancılığı ve biyoteknolojisi ile bir "Agroekolojia" bütünüdür. Bu gerçek doğrultusunda tarımın bütüncül olarak yapılandırılması şarttır.

Elbette ki toprak ve araziler tarım sektörü için vazgeçilmez bir üretim faktörü olduğu kadar, tarım dışı sektörler için de aynı derecede önem taşımaktadır. Bu olgu, toprağın ve arazilerin çeşitli kullanımlar arasındaki dağılımının en doğru ve toplum yararına en uygun bir şekilde yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Ancak bu dağılım yapılırken, tarımsal üretimin gerçekleştirilmesi için I., II., III. sınıf tarım arazilerinin korunmasının ulusumuzun ve gelecek nesillerimizin gıda güvenliği açısından mutlak surette gerekli olduğu unutulmamalıdır.

Şurası bilinmelidir ki, ülkemizde sanayi tesisleri, kentleşme ve diğer tüm tarım dışı yatırımlar için yeterinden fazla miktarda her bölgede tarım dışı araziler varken, bunların yerine ulaşım ve diğer altyapı kolaylıkları bahane edilerek, tarım topraklarımızın kullanılmasına göz yumulması, ulusumuzun geleceğini ve güvenliğini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.

Tarım işletmelerimizin; küçük, parçalı ve dağınık olmalarının yanı sıra, mülkiyet düzensizlikleri, kiracılık ve ortakçılık şeklinde yürütülen tarımsal faaliyetler sonucu, toplumumuzun güvencesi olan tarım topraklarımız, işletme bazında erozyonu önleyecek tedbirler alınmadan sonuna kadar sömürülerek ve aşın şekilde sulanarak kullanılmaktadır. Bu şekilde topraklarımız uygun olarak kullanılmadığı için çoraklaşmakta, su ve rüzgar erozyonu ile gözümüzün önünde kaybolup gitmektedir.

1990 yılı Tarım Sayımı sonuçlarına göre ortalama tarımsal işletme büyüklüğümüz 60 dekar civarındadır. Bu 60 dekarlık arazi ise miras, alım-satım, ortakçılık, yollar ve kanal inşaalarından dolayı parçalanmış durumdadır. Ortalama 5 ayrı parça arazi üzerinde tarım yapılmaya çalışılmakta ve parça başına 12 dekar arazi isabet etmektedir. Böyle bir tarımsal yapıda tarım topraklarımızın korunması ve bu yönde tedbirler alınması mümkün değildir.

Yönetsel yapı, Anayasanın emredici hükümlerine rağmen; öncelikleri, amaçları, araçları, toplum yararını, kuruluşlar arası bir entegrasyonu da öngörmeyen, öngörse de gerçekleşmeyen, idari yapılanmada farklı Bakanlıklara bağlı farklı Genel Müdürlüklerle "toprak ve su korumaya yönelik hizmetleri" yürütmeye çalışmak, bunları devlet eliyle, kararlarıyla yok eden bir ortam hazırlamıştır.

Ulusumuzun ihtiyaç duyduğu ve gelecekte artarak duyacağı gıda maddelerinin, stratejik olarak güvenli bir şekilde kendi öz kaynaklarımızdan temini, ancak sürdürülebilir tarım ve dolayısı ile toprak ve su kaynaklarımızın varlığı ve bunların korunması ile doğrudan ilişkilidir.

O halde neler yapılmalıdır!

1. Ülkemiz de kırsal arazi kullanım ve toprak koruma faaliyetlerini gerçekleştirecek, ihtiyaç duyulan detaylı etüd ve planlama çalışmalarını genel kapsamda yönetecek, "Tarımsal Üretim Planlamaları ve Arazi Kullanım Planlamaları" için gereken ivmeyi sağlayacak, toprak - su -bitki-hayvan ve ürün ilişkisini kurabilecek tarımsal alt yapıyı ıslah edecek bir şekilde tarım hizmetlerinin altında toplandığı bir yapı oluşturulmalıdır.

2. Ülkemiz Kadastrosu, tarımsal ve diğer arazi varlığımızın net olarak tespiti açısından hızlı bir şekilde tamamlanmalıdır.

3. Son bir yıldan beri üzerinde yoğun çalışmalar yapılan Toprak Koruma Kanunu" Taslağı ile 7. ve 8. beş yıllık kalkınma planında da açık bir şekilde çıkarılması öngörülen, toprak, sulama, koruma ve geliştirme hizmetlerini yürütecek olan "Toprak Sulama ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğü" nü oluşturacak genel düzenleme acilen yapılmalıdır.

4. Tarım Kanunu, Toprak Koruma Kanunu ve Su Kanunu vakit kaybetmeksizin çıkarılmalıdır.

Büyük Önderin de belirttiği üzere bilinmelidir ki ; "başlıca güç ve varlık dayanağımız topraktır, vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez." Ulus olarak hedefimiz, insanlarımızın doğduğu yerde doymasının temin edilmesi, çocuklarımızdan bize emanet olarak verilen toprağımızın korunması ve gelecek nesillere bozulmadan intikalinin sağlanmasıdır.


BU HABERLE İLGİLİ DİĞER GELİŞMELER

Haber listemize üye olup tarım sektöründeki haberlere, geliştirici herkese açık tartışma platfomlarına katılabilirsiniz.
.
Mail adresinizi sol aşağıya yazın ve "Listeye Gir" butonuna tıklayın.
Karşınıza gelecek sayfadaki formu eksiksiz doldurun.

Powered by ListBot

GÜNDEM

>> Türk Tarımı krizde

>>
Türk - ABD ticari ve tarım işbirliği

>> Bölgesel ve sektörel olarak
>> TDA-Türkiye


>> Doğu Akdeniz Zeytin Üreticileri
>> Birliği 1. Kongresi yapıldı

 
>>
Su ve toprak yoksa, bitkisel ve
>> hayvansal üretimde yok


>> Özlem bu yıl bitiyor

>> Çiftçi borçları ertelensin

>> TİGEM'in 10 işletmesi daha özel
>> sektörle işbirliğine açılıyor



 
ANA SAYFAYA DÖN
 

 

 
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, Ankara Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, TEMA Vakfı, Ziraat Mühendisleri Odası, Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği gibi Kurum ve Kuruluşların katılımı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca düzenlenen “Tarımın yeniden yapılandırılmasında toprak ve muhafaza ve tarımsal sulama politikaları sempozyumu” 30-31 Ocak 2001 tarihinde Ankara’da yapıldı.

 
Copyright©1996-2000 Cine-Tarım A.Ş. Her hakkı saklıdır. Cine-Tarım A.Ş.'nin yazılı izni olmaksızın hiçbir yazılı ve görsel malzeme kısmen ya da bütünüyle kullanılamaz.