SEKTÖREL

 

Mısırın ekonomik durumu

Türkiye'de mısırın durumu ve üretimi
artırmak için alınacak önlemler



Prof. Dr. Yusuf KIRTOK
Ç.Ü. Ziraat Fak. Tarla Bitkileri
Bölümü Öğretim Üyesi

Doğrudan ve dolaylı olarak insan beslenme-sinin temel kaynaklarından biri olan mısır, dünya üzerinde en çok çalışmalar yapılan bir bitkidir. Çünkü pek çok ülke, hızlı nüfus artışına eşdeğer bir gıda üretimi gerçekleştirme çabası içindedir.

Bir toplumda huzur ve güveni sağlamanın tek yolu, o toplumun karnını doyurmaktan geçer. FAO verilerine göre bugün dünya nüfusunun 1/3'ü de açtır. Bu nüfusun tamamını doyurmak için bugünkü üretimi katbekat artırmak gerekir. Günlük en çok tüketimi yapılan tahıllar içerisinde birim alanda verimi artırmaya en müsait bitki mısırdır. Çünkü mısır, toprak yüzeyine çıkıştan 3-4 ay gibi kısa bir süre sonra kendisini meydana getiren tohum gibi 600-1000 adet dane meydana getirir. Yani üretici deyimiyle “mısır, bire bin veren bir bitkidir”.

Dünyada yaklaşık 139 milyon hektar ekim alanı bulunan mısır bitkisi, yine yaklaşık 602 milyon tonluk üretimi ile tahıl ürünlerinde buğdaydan sonra ikinci sırada yer almaktadır.(Çizelge:1)

Türkiye'de 2002 yılı istatistiklerine göre mısır ekim alanı 575 bin hektar, üretimi 2,2 milyon ton ve ortalama verimi dekara 382 kg'dır. Buna göre mısır, ülkemiz tahıl üretiminde buğday ve arpadan sonra üçüncü sırada yer almaktadır.

Dünyada mısır üreten 157 ülke arasında yurdumuz, mısır ekim alanı bakımından 34.ülke; toplam üretim bakımından 25. ülke ve birim alandan alınan verim açısından 44. ülke durumundadır. (Çizelge:1)

Dünyada üretilen mısırın yaklaşık %27'si insan beslenmesinde ve kullanımında, %73'ü ise hayvan yemi olarak tüketilmektedir. Bu tüketilen oran, ülkelerin gelişmişlik durumuna göre değişmektedir. Örneğin bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, üretilen mısırın % 45,9'u hayvan beslenmesinde, %54,1'i insan beslenmesinde ve sanayi hammaddesi olarak kullanılırken; gelişmiş ülkelerde hayvan yeminin payı %88,9'a ulaşmakta hatta bu oran ABD'de %90'a yükselmektedir.

Dünyada insan beslenmesinde tüketilen günlük kalorinin %11,1'mısır bitkisinden sağla-maktadır. Bu oran gelişmiş ülkelerde %4'e düşerken, Meksika ve Orta Amerika gibi ülkelerde de %27'ye kadar çıkabilmektedir.

Öte yandan birim alandan yüksek verim alınabilen, yetiştirme tekniği, hasat, nakliye ve depolama gibi işlemlerinin kolay, yıldan yıla üretim ve fiyat araştırmalarının oldukça dengeli oluşu ve ıslah yoluyla sürekli gelişme özelliğine sahip olması nedenleriyle mısırın endüstride kullanımı diğer tahıllara göre artmış ve gün geçtikçe de artacaktır.

sahip olması nedenleriyle mısırın endüstride kullanımı diğer tahıllara göre artmış ve gün geçtikçe de artacaktır.
Ülkemizin mısır ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda (insan yiyeceği, yem sanayinde katkı maddesi, nişasta-glikoz sanayi hammaddesi ve tohumluk) ileriki yıllarda Türkiye mısır tüketim miktarı (Çizelge:2) gibi tahmin edilmektedir.
Buna göre yurdumuzda 2002 yılında mısır üretimi 2 milyon 200 bin ton olup Çizelge:2'deki verilere göre yaklaşık 1 milyon 71 bin 10 ton mısır açığı bulunmaktadır.

İhtiyacı karşılayabilmek için 2003 yılı içinde bir milyon ton dolayında bir mısır ithalatı söz konusudur. Önümüzdeki yıllarda nüfus artışı da göz önüne alındığında tüketim, üretime göre çok daha fazla olacaktır. Teknik olarak mısır üretim alanları az da olsa genişletilerek (değişik bölgelerde ekim nöbetine sokarak) ve ayrıca birim alandan mısır verim artışını sağlayarak mısır açığı minimuma iner. Ancak sonuç kısmındaki önerileri hükümetler göz önünde bulundurmak kaydıyla bu üretim artırılabilir.

kısmındaki önerileri hükümetler göz önünde bulundurmak kaydıyla bu üretim artırılabilir.

Mısır tanesinin içeriği
Mısır tanesinde, ağırlığının %70 nişasta, %10 protein, %5 yağ, %2 şeker, %2 kül ve ayrıca pentozanlar bulunur. Tüm tanedeki yağ oranı %4-7 arasında değişir. Yağ tipi mısır tanelerinde embriyo küçüktür. Tanedeki protein oranının yaklaşık ¾ 'ü de embriyoda bulunur. Nişastanın neredeyse tamamı endospermde yer almaktadır.

Mısır tanesinin kuru madde üzerinden fiziksel bileşimi Çizelge:3'te; kimyasal bileşimi Çizelge:4'te ve mısırın mineral element içeriği de Çizelge:5'te özet olarak verilmiştir. Tanede ayrıca birtakım vitaminler yer alır. Vitaminler genellikle endospermin aleuron tabakasında bulunur. Örneğin; sarı taneli mısırlarda Provitamin A (karotin) fazladır.

Sanayide mısır hammaddesinden elde edilen ürünler ve kullanım alanları

Nişastalar:
Ticari nişasta üretiminde elde edilen başlıca nişasta çeşitleri: Modifiye olmamış nişasta, asitle değiştirilmiş nişasta, okside edilmiş nişasta, tutkallaşmadan önceki nişastalar ve kimyasal türevleridir.

duvar tahtası yapımında, izolasyonda, akustik yapılarda ve buna benzer yerlerde kullanımı nedenleriyle mısır nişastası önemli bir sanayi ürünüdür.

Şekerli ürünler:
Mısırın yaş öğütülmesi sistemiyle “Glikoz” veya “Glikoz Şurubu” olarak bilinen mısır şıra ürünleri üretilmektedir. Mısır şurubu kristal glikoz (Dekstroz) ve sucroz'dan biraz daha az tatlıdır. Ama çok ucuza üretilir. 100 kilogram mısır tanesinden yaklaşık 65 kilogram tatlandırıcı mısır şurubu elde edilebilmektedir.

Mısır şırasının kullanıldığı alanlar: Fermantasyon yeteneği yüksek, kristalize olmayan şuruplar bira sanayinde ve çok tipik içeceklerde tatlandırıcı olarak kullanılır.

Üretilen mısır şırasının yaklaşık %5'i mürekkep, ayakkabı boyası, tekstil parlatmada, yapıştırıcı ve ilaç sanayi ile deri işlemede kullanılır.
şekerleme ve sert şeker yapımında; konserve, dondurulmuş yiyecekler, ketçap, donmuş aparatif yiyecekler, hazırlanmış kuru karışımlar, reçeller, marmelatlar, turşular, değişik yiyecekler, hafif içecekler, şarap, ve malt likörü yapımında kullanılır.

Tıpta, mısır ürünü olan dekstroz(glukoz) çok iyi bilinen sorunlu beslenmede kullanılır. Glukoz, bazı işlemlerle sorbitol'a dönüştürülür. Sorbitol , sentetik C vitamini üretiminde ve diğer kimyasal sentezlerde bir ara maddesi olarak kullanılır.

Mısır yağı:
Rafine edilen mısır yağının %98'i trigliserit'tir. Sature edilen bu yağ asitleri palmitik %11.1, stearic %2.0 ve arachidic % 0.2'dir. Sature edilmeyen yağ asitleri de linoleic % 61.9, oleic % 24.1 ve linoleic % 0.7'den ibarettir.

Tıp otoritelerinin önermiş olduğu sature olmayan yağ asitlerinin yüksek oranda içerdiği için mısır yağı çok popülerdir. Sature olmayan yağlar, kanın kolestrol seviyesini düşürür.

Fermantasyon ürünleri:
Mısırdan elde edilen başlıca fermantasyon ürünleri bira yapımında kullanılır.

Ayrıca bazı fermantasyon ürünleri antibiyotik yapımında kullanılır. Mısırın kullanıldığı başlıca antibiyotikler: peniciline, neomycin, bacitracin, streptomycin, ve tetracyline olmak üzere yaklaşık 85 antibiyotik üretiminde mısır kullanılmaktadır.

Mısır fermantasyonundan elde edilen kimyasal-ların sayısı 18'i bulur. En önemlileri citric asit, glutemic asit, lactic asit ve Iysine'dir. Mısırdan yapılan bazı diğer kimyasalların başında ethanol

gelir.

Mısır fermantasyonlarından elde edilen en önemli vitaminler B2 (riboflavin) ve B12 (Cobalmide) dir.

Altmıştan fazla ticari üründe yer alan ve mısırdan üretilen yaklaşık 14 ticari enzim mevcuttur. Örneğin; tatlıların yapımında yer alan fungal veya bakteriyal olarak alpha-amylase ve glucose-isomarase gibi önemli enzimler mısır nişastasından elde edilir. Diğer enzimler değişik besinlerin, deterjanların ve peynirin yapımında ve etin işlenmesinde kullanılır.

bölgelerde ekim nöbetine girmesi teşvik edilerek hem çiftçiye kolay elde edilen bir ürün üretme imkanı sağlanmış olur ve hem de üretim alanları genişletilerek toplam mısır üretimi artırılmış olur.

3-Aslında yurdumuzun mısır yetiştirilmesine elverişli bazı ekolojik bölgelerde Örneğin: Akdeniz ve Ege'de verim yer yer yüksektir. Ancak, yurdumuzda mısır yetiştiriciliği bu bölgelerin çok dışına taşmıştır. Yani tüm illerimizde mısır az çok bilinçsiz yetiştiril-mektedir. Çünkü çoğu illerimizin iklimi, mısır yetiştirmeye (kimi yerde 1.ürün, kimi yerde de hem 1. ürün hemde 2.ürün) elverişlidir. Ancak kıyı bölgelerimiz dışındaki birçok ilde teknik olarak mısır üretimi yapılmamaktadır. Bu illerin çoğunda açık tozlanan, verim potansiyeli düşük mısır çeşitleri sulamaksızın ve
sorunları açıkça ortaya konulup çözüm-lenmemiştir. Bunun içindir ki Türkiye'de birim alandan elde edilen verim hem dünya ortalama-sından hem de bazı ülkelerin ortalamasından daha düşüktür.

Özellikle melez mısır çeşitlerinin, entansif yetiştirme koşullarında sağladığı verim çok yüksektir. Yüzyılımızda yoğun ıslah çalışma-larıyla verim potansiyeli belirgin biçimde artırılmış olan mısırda yüksek verim, bu çeşitlerin istediği modern yetiştirme tekniğinin uygulanmasıyla gerçekleşebilmektedir.

Bunun için Türkiye'de düşük üretim potansiyelini, üreticilere modern yetiştirme tekniklerini öğreterek bugünkünün birkaç katına çıkarmak mümkündür.

4-Son olarak, yeni çıkartılan Şeker Yasasının tekrar gözden geçirilmesiyle, yani yasada yapılacak bazı değişikliklerle mevcut mısır üretim potansiyeli artırılabilir. Örneğin; 4 Nisan 2001 tarihinde yürürlüğe giren 4634 nolu “Şeker Kanunu” nişasta sanayi ürünü olan glikoz ve fruktoz'u da kapsamaktadır.

Kanunun amacı, 1. maddesinde belirtildiği gibi “Türkiye'de yurtiçi talebin yurtiçi arzla karşılanması”
mısırdan üretilen yaklaşık 14 ticari enzim mevcuttur. Örneğin; tatlıların yapımında yer alan fungal veya bakteriyal olarak alpha-amylase ve glucose-isomarase gibi önemli enzimler mısır nişastasından elde edilir. Diğer enzimler değişik besinlerin, deterjanların ve peynirin yapımında ve etin işlenmesinde kullanılır.
Yem rasyon ürünleri:
Mısır ürünü çiftlik ve evcil hayvanların yem rasyonlarında kullanılır. Mısır yeminin % 80'i ruminantlar tarafından hazmolunabilir. Bunun için et ve süt sığırcılığında kullanılan iyi bir yem maddesidir. Ürün biraz proteinle zenginleş-tirilerek tavuk ve domuz rasyonlarında da kullanılır.

Mısır üretimini artırmanın yolları
1-Bir ürünü artırmak için ilk olarak o'nun sanayisini teşvik etmek gerekir. Çünkü dünyada olduğu gibi Türkiye'de de üretici (çiftçi) öncelikle, satılabilen garanti bitkileri üretir.

Mısırın alım-satım taban fiyatı TMO tarafından açıklanır. Eskiden tek alıcısı TMO iken; şimdi daha çok serbest piyasadan alıcı bulmaktadır.

Serbest piyasa alımı artırırsa, mısır üretimi de gittikçe artar. Çünkü, bugün Türkiye de verim ortalaması dekara yaklaşık 382 kg'dır. Oysa bu ortalama dünya ortalamasının %12 altındadır (Çizelge:1). Aşağı yukarı yurdumuz ile aynı iklime ve aynı yetiştirme koşullarına sahip olan Yunanistan ve İtalya'da bu rakamlar sırasıyla 952 ve 1094 kilogramdır. Oysa yurdumuzda mısır verimini dekara 200 kilogram daha yükseltebilsek, ekim alanlarını hiç genişletme-den üretimde yaklaşık 1 milyon tonun üzerinde bir artış sağlanabilir. Bu rakam da, bugünkü mısır açığını kapatmış olur.

Bu nedenle, mısırın alım garantisini sağlayacak mısır işleyen fabrika kapasiteleri artırılırsa, mısır üretimi otomatikman artar.

2-Ekim nöbetinde yer alacak önemli bir bitki olması nedeniyle, iklimi müsait yerlerde ekim nöbetine sokarak özellikle şeker pancarı ekilen bölgelerde ekim nöbetine girmesi teşvik edilerek hem çiftçiye kolay elde edilen bir ürün üretme imkanı sağlanmış olur ve hem de üretim alanları genişletilerek toplam mısır üretimi artırılmış olur.

3-Aslında yurdumuzun mısır yetiştirilmesine elverişli bazı ekolojik bölgelerde Örneğin: Akdeniz ve Ege'de verim yer yer yüksektir. Ancak, yurdumuzda mısır yetiştiriciliği bu bölgelerin çok dışına taşmıştır. Yani tüm illerimizde mısır az çok bilinçsiz yetiştiril-mektedir. Çünkü çoğu illerimizin iklimi, mısır yetiştirmeye (kimi yerde 1.ürün, kimi yerde de hem 1. ürün hemde 2.ürün) elverişlidir. Ancak kıyı bölgelerimiz dışındaki birçok ilde teknik olarak mısır üretimi yapılmamaktadır. Bu illerin çoğunda açık tozlanan, verim potansiyeli düşük mısır çeşitleri sulamaksızın ve gübrelemeksizin geleneksel yöntemlerle yetiştirilmektedir. Kıyı bölgelerimiz dışındaki bölgelerimizde mısırın sulama, ekim nöbeti, yetiştirme tekniği (ekim zamanı ve şekli, gübreleme vs) ve çeşit sorunları açıkça ortaya konulup çözüm-lenmemiştir. Bunun içindir ki Türkiye'de birim alandan elde edilen verim hem dünya ortalama-sından hem de bazı ülkelerin ortalamasından daha düşüktür.

sorunları açıkça ortaya konulup çözüm-lenmemiştir. Bunun içindir ki Türkiye'de birim alandan elde edilen verim hem dünya ortalama-sından hem de bazı ülkelerin ortalamasından daha düşüktür.

Özellikle melez mısır çeşitlerinin, entansif yetiştirme koşullarında sağladığı verim çok yüksektir. Yüzyılımızda yoğun ıslah çalışma-larıyla verim potansiyeli belirgin biçimde artırılmış olan mısırda yüksek verim, bu çeşitlerin istediği modern yetiştirme tekniğinin uygulanmasıyla gerçekleşebilmektedir.

Bunun için Türkiye'de düşük üretim potansiyelini, üreticilere modern yetiştirme tekniklerini öğreterek bugünkünün birkaç katına çıkarmak mümkündür.

4-Son olarak, yeni çıkartılan Şeker Yasasının tekrar gözden geçirilmesiyle, yani yasada yapılacak bazı değişikliklerle mevcut mısır üretim potansiyeli artırılabilir. Örneğin; 4 Nisan 2001 tarihinde yürürlüğe giren 4634 nolu “Şeker Kanunu” nişasta sanayi ürünü olan glikoz ve fruktoz'u da kapsamaktadır.

Kanunun amacı, 1. maddesinde belirtildiği gibi “Türkiye'de yurtiçi talebin yurtiçi arzla karşılanması” şeklinde ifade edilmiştir. Bu amaç, son yıllarda ülke talebinin çok üzerinde ve kontrolsüz olarak üretilen şeker pancarının mecburen şekere dönüşmesi sonucunda piyasası olmadığı için maliyetinin çok altında ihraç etmek zorunda kaldığımız ve neticede ülke ekonomisini her yıl 500 ila 700 milyon dolar zarara uğratan pancar şekeri üretminin kontrol altına alınması için bu yasa konulmuştur.



Ancak Şeker Kanunu nişasta sanayini olumsuz etkilemiştir. Mevcut olumsuzlukların kısmen düzeltilebilmesi için yeni çıkan Şeker Kanununu da ve yönetmeliğinde yapılması gereken bazı kalıcı düzenlemeleri aşağıdaki maddeler halinde düzeltmek mümkündür:

1-Kanunun amacı, 1. maddesinde Türkiye'de yurtiçi talebin yurtiçi karşılanması şeklinde ifade edilmiştir. Bu amaca uygun olarak şeker pancarı kökenli sakaroz için olduğu gibi nişasta bazlı fruktoz için de kota, yurtiçi talebe uygun belirlenmeli ve Türkiye A kotasınaendeksli yüzdesel kısıtlamalar iptal edilmelidir.

2-Şeker Kanunu kapsamına neden ve nasıl girdiği kimse tarafından anlaşılmayan nişasta bazlı glikoz (Türkiye, glikozu Şeker Kanunu kapsamına alan tek ülkedir), kesinlikle şeker ile rekabet eden bir ürün olmayıp tamamen şeker pancarından elde edilen şekerin bir tamamlayıcısıdır. Glikoz, Avrupa şeker rejimi içinde de yer almamaktadır. Türkiye'de Gıda Sanayinin zaruri ihtiyaçlarına cevap vermek ve Avrupa Birliği Şeker Rejimi ile paralel uygulama içinde olabilmek için nişasta kökenli olan Glikoz, Şeker Kanunu kapsamından çıkarılma-lıdır.

Sanayinin zaruri ihtiyaçlarına cevap vermek ve Avrupa Birliği Şeker Rejimi ile paralel uygulama içinde olabilmek için nişasta kökenli olan Glikoz, Şeker Kanunu kapsamından çıkarılma-lıdır.

3-Çünkü Kanun kapsamında yer alan Glikoz ve Fruktoz'un ne nitelik ve ne de nicelik açısından pancar şekeri ile birebir değerlendirilmesi mümkün değildir.. Şeker pancarından elde edilen 1 kilogram şeker % 100 kuru madde içermesine rağmen, nişasta bazlı sıvı olarak ticareti yapılan glukoz ve fruktoz yaklaşık %75 kuru madde içermektedir. Yani diğer bir ifadeyle ağırlıklarının % 25'i sudur. Kanun tamamen pancardan elde edilen şekeri temel alınarak hazırlandığı için kuru maddenin ağırlığını göz önüne almaktadır. Bu bakımdan çıkan kanun önünde pancardan elde edilen şekerle nişastadan elde edilen fruktoz ve glikoz'un aynı paydada değerlendirilebilmesi için hepsinin kuru madde paydasına getirilmesi, dolaysıyla çıkarılan kanun ve yönetmeliğin yeniden ele alınarak kuru madde düzenlenmesinin eklenmesi gerekir.

4-Aynı şekilde, pancardan elde edilen şekerin tatlandırma gücü 100 kabul edilirse, nişasta bazlı glikoz ve fruktozun tatlandırma güçleri sırası % 45 ve % 95'tir. Kota uygulamasında farklı ürünlerin eşit şekilde değerlendirilebilmesi için, Sanayi Bakanlığı mevcut yönetmeliğe ek olarak yeniden bu maddelerin tatlandırma düzenlemesine mutlak yere verecek yeni bir yönetmelik çıkarmalıdır.

İlgili Şeker Kanunu ve Yönetmeliğinde bu düzenlemeler yapıldığı takdirde, hem bir haksız rekabetin önüne geçilmiş olacak ve hem de nişasta üreticilerinin dolaysıyla mısır üreticilerinin önü açılmış olacaktır.

Sonuç:
İşte yukarıda sayılan önlemler (Özet olarak; mısırın ekim nöbetine girmesi sağlanarak ekim alanlarının genişletilmesi, üreticilere modern yetiştirme tekniklerini öğreterek) alındığı takdirde yurdumuzun mısır üretimini birkaç katına çıkarmak mümkündür.
Bunun için de katma değeri yüksek yurt ekonomisine ve mısır üreticisine önemli hizmette bulunacak mısır işleyen fabrika sayısını veya kapasitelerini artırmak gerekir.
Ayrıca mısır işleyen fabrika kapasitelerinin artırılabilmesi ya da mevcutları koruyabilmek için de yeni çıkan Şeker Kanun ve Yönetmeliğinde yukarıda önerilen değişikliklerin bir an önce yapılması gerekmektedir.

Kaynaklar:
AKBAY, A.Ö.2002.,Türkiye'de Şeker Üretiminin Ekonomik ve Sosyal Kararlığının Değerlendirilmesi. Doktora Tezi.S.168. Ç.Ü.Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana.
ANONİM, 2001. “4634 No.lu Şeker Kanunu” .T.C.Resmi Gazete. 19 Nisan 2001. Sayı:24378.,Ankara
ANONİM,2002. “Şeker Kotalarının Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik. T.C. Resmi Gazete. 1 Nisan 2002, Sayı:24713, Ankara
DİE,2003. BİM Bilgisayar Kayıtları. http://www.die.gov.tr
FAO,2003. Bilgisayar Kayıtları. http://www.fao.org
KARATAŞ,F., 1987 Mısırın Hayvan Beslenmesindeki Önemi ve Endüstride Kullanım Alanları. Mısır Üretiminin Geliştirilmesi, Problemleri ve Çözüm Yolları Simpozyomu. 23-26 Mart 1987, Ankara: 30-60. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü.
KIRTOK, Y., 1998. Mısır Üretimi ve Kullanımı. Kocaoluk Basım ve Yayınevi. İstanbul. Yusuf Kırtok'un e-mail: ykirtokail.cu.edu.tr
KOÇAK,N.,1987. Mısırın İnsan Gıdası Olarak Önemi ve Gıda Endüstrisindeki Yeri. Türkiye'de Mısır Üretiminin Geliştirilmesi, Problemleri ve Çözüm Yolları Simpozyumu.
23-26 Mart 1987, Ankara: 10-29. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü.
NİŞASTA FABRİKALARI İLE GÖRÜŞME, 2003. Cargill Tarım San. Ve Tic. A.Ş. (Mustafa Sayınataç ile) ve Amylum Nişasta San ve Tic. A.Ş. (Ağabeydin Kul ile).
TARIM BAKANLIĞI, 2003. Bilgisayar Kayıtları. http://www.tarim.gov.tr


 E-MAIL LİSTESİ
Kendinizi Mail listemize ekleyin sitemiz ve sektörle ilgili gelişmelerden sizide haberdar edelim.
Ekle Sil

SEKTÖREL

>> Vizon 2023

>> Mısırın ekonomik durumu

>> Tarımsal Bilişim

>>
Alara Projesi

>> DGD'd son durum

>> Bitkilerde demir sarılığı




 

ANA SAYFAYA DÖN
 


Kısaca tohumluk dediğimiz ve her
türlü bitkisel çoğaltım materyalini
içeren girdileri gelişmiş bir endüst-
ri içinde ele almamız ve Tohumculuk
Endüstrisini bir bütün olarak düşün-
memiz ve örgütlememiz gerekmek
tedir. Bu örgütlenme modeli içerisinde
ıslahçı, üretici, dağıtıcı, satıcı ve
sanayicisi bir arada TÜRKİYE TOHUM-
CULAR BİRLİĞİ çatısı altında bir
araya getirilmeli, kamu ile birlikte
kuralları koyan, sektörü geliştiren,
kontrol ve denetimi yapan bir sistem
oluşturulmalıdır.

Copyright©1996-2000 Cine-Tarım A.Ş. Her hakkı saklıdır.
Cine-Tarım A.Ş.'nin yazılı izni olmaksızın hiçbir yazılı ve görsel malzeme kısmen ya da bütünüyle kullanılamaz.