SEKTÖREL

Bitkilerde demir sarılığı



Doç. Dr. Haluk Başar
Uludağ Üni. Zir. Fak. Toprak Böl.
bhaluk@uludag.edu.tr

 

Kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinin kireçli ve alkalin reaksiyonlu topraklarında yetiştirilen bitkilerde, demir eksikliğinin neden olduğu sarılık belirtileri sıklıkla görülmektedir. Tarım topraklarının toplam demir içeriklerinin genellikle yeterli olmasına rağmen, topraktaki kimi faktörler tarafından yarayışlılığının sınırlandırılması nedeniyle bitkilerde mutlak değil, fizyolojik demir noksanlığı ortaya çıkmaktadır. Sarılığın görülmesinin temel nedenlerinden biri de toprakların kireç (CaCO3) içerikleridir. Dünya üzerindeki toprakların yaklaşık % 30' unun kireçli olduğu (Chen ve Barak, 1982) dikkate alındığında, demir sarılığının üretim üzerindeki etkisinin büyüklüğü anlaşılmaktadır. Sarılık sınırlı bitki türünde etkili olmayıp, çok sayıda tarla ve bahçe bitkisinde görülmektedir.
Türkiye'nin de, kurak ve yarı kurak iklim özelliklerine sahip olmasının önemli bir sonucu olarak, toprakların yaklaşık % 78'inin kireç içeriği % 1, yaklaşık % 85'inin pH'sı ise 7.0'nin üzerindedir (Eyüpoğlu ve Kurucu, 1997). Bununla birlikte, topraklarda demirin yarayışlılığını artıran ve doğal şelat bileşikleri olarak işlevi olan organik maddenin Türkiye topraklarındaki içeriği düşüktür. Bu durum, sıcak ve kurak iklim şartları nedeniyle organik madde birikiminin çok az olmasından meydana gelmektedir. Sarılığın ortaya çıkışında önemli etkiye sahip olan bu faktörlerin bulunuşu nedeniyle çok sayıda bitki türünde demir sarılığı görülmekte, ürün miktarı ve kalitesinde önemli düşüşler meydana gelmektedir.
Dünya'da ve Türkiye'de yetiştirilen bitkilerde görülen sarılığın giderilmesi amacıyla yapılan çalışmalarda, çok sayıda bileşik ve yöntem denenmiştir. Bu çalışmalarda araştırılan uygulamaların pek çoğunun etkin olmadığı, bazılarının kısmen, bazılarının ise tam etkili olduğu belirlenmiştir. Toprak ve bitki ilişkileri yönüyle incelendiğinde bitkilerin demir beslenmesi oldukça geniş bir konudur. Bu nedenle, bu makalede demir sarılığının giderilmesi ile ilgili günümüze kadar yapılan çalışmaların sonuçlarının kısaca değer-lendirilmesi amaçlanmıştır. Demir Yarayışlılığını Etkileyen Faktörler

Bitkiler tarafından topraktan uzaklaştırılan demir miktarı düşüktür. Toprakların toplam demir içerikleri ise bitkilerin demir ile beslenme durumlarının belirlenmesinde yeterli değildir. Demir eksikliği çoğunlukla toprakta veya bitkilerde demirin düşük yarayışlığının bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Demir sarılığının önlenmesi ve giderilmesi öncelikli olarak bu faktörlerin etki mekanizmalarının bilinmesine bağlıdır. Bu faktörler Tablo-1' de sunulmuştur.
Tablo 1'in izlenmesinden de görüleceği üzere, toprak ve bitkide gelişen çok sayıda özellik ve genellikle bu özelliklerin etkinliklerinin bileşimi bitkilerde demir sarılığına neden olabilmektedir. Bu bilgilere göre, demir sarılığının giderilmesi amacıyla yapılacak çalışmalara temel oluşturması için yukarıda belirtilen özelliklerin birlikte değerlendirilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir.

amacıyla yapılacak çalışmalara temel oluşturması için yukarıda belirtilen özelliklerin birlikte değerlendirilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir.

Demir Sarılığının Önlenmesi ve Giderilme-sinde Bazı Uygulamalar

1- Sentetik Şelatlar
Demir içeren çeşitli şelat bileşikleri bulunmaktadır. Bunlar arasında yaygın olarak kullanılanlardan, EDTA (Etilendiamintetraasetik asit) ve DTPA'nın (Dietilentriaminpentaasetik asit) kararlılık katsayılarının düşük olması nedeniyle yapraktan uygulamalar için uygundurlar. EDDHA (Etilendiamindi-o-hidroksifenilasetik asit), EDDHMA arının daha yüksek olmaları nedeniyle toprak uygulamalarında etkilidirler. Kireçli ve alkalin reaksiyonlu topraklara uygulanacak şelatların etkili olabilmesi için kararlılık katsayılarının yüksek olması gerekmektedir.

(Etilendiamindi-o-hidroksi-p-methilfenilasetik asit) ve EDDHSA (Etilendi-o-hidroksi-p-sülfoksifenilasetik asit) kararlılık katsayılarının daha yüksek olmaları nedeniyle toprak uygulamalarında etkilidirler. Kireçli ve alkalin reaksiyonlu topraklara uygulanacak şelatların etkili olabilmesi için kararlılık katsayılarının yüksek olması gerekmektedir.
Kolay çözünür olmaları ve demirin çökmesini önlemeleri nedeniyle şelatlar ile topraklara uygulanan demir, yağış ve sulamalardan sonra kök bölgesinden yıkanırlar. Bununla birlikte sentetik organik bileşikler olan şelatlar mikrobiyolojik olarak da ayrıştırılabilmektedir. Bu nedenlerle, topraktan uygulanan şelatların sonraki yıllarda etkinliği görülememekte, sarılığın giderilmesi amacıyla şelatların her yıl uygulanması gerekebilmektedir.
Topraklarda su birikimi ve toprak sıcaklığının düşmesine bağlı olarak ilkbaharda uygulanan şelatlar etkin olamamaktadır. Bu gibi durumlarda şelatların yapraktan uygulanması olanaklıdır. Şelatların yapraktan uygulanması, toprak uygulamalarına alternatiftir ve belirli fenolojik devrelerde yaprakların demir içeriklerini artırmak için uygulanmaktadır. Demirin floemdeki (soymuk borusu) hareketliliğinin oldukça düşük dilmelidir. Demir şelatları sarılık durumunu gidermek için değil önlemek için daha etkilidir. Çünkü, Fe+3'ün indirgenmesi için şartların uygun olmamasının bir sonucu olarak demir hücre zarını güçlükle geçebilmektedir. olması nedeniyle, gelişmekte olan yaprakların demir ihtiyaçlarını karşılamak için aktif sürgün döneminde yaprak uygulamaları tekrar edilmelidir. Demir şelatları sarılık durumunu gidermek için değil önlemek için daha etkilidir. Çünkü, Fe+3'ün indirgenmesi için şartların uygun olmamasının bir sonucu olarak demir hücre zarını güçlükle geçebilmektedir.
Tek uygulamadan sonraki kısa dönemde bitkilerin demir alımlarının artırılması, sarılığın tam olarak giderilmesini garanti edememektedir. Uygulanacak miktarın kısımlar halinde köklerin geliştiği bölgeye ve olanaklar uygunsa damla sulama veya mikro sprinkler yöntemleriyle verilmesi bitkinin demir ihtiyacını karşılayacak ve sarılık durumunu giderecektir. Bu uygulama şekli ile uygulanacak şelat miktarı azalacağı gibi gelişme döneminde bitkinin ihtiyacına göre uygulanacak miktarlarda değişiklik yapılabilmesi olanaklı hale gelecektir.

2- Demir İçeren Diğer Bileşikler
Sentetik şelatlar piyasaya çıkmadan önce toprağa veya bitkiye (yaprak veya gövdeden) Ferrossülfat uygulanması sarılığın giderilmesi amacıyla yapılan başlıca tedavi yöntemiydi. Ucuz olması nedeniyle bugün hâlâ gelişmekte olan ülkelerin üreticileri tarafından sarılığın giderilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Kireçli topraklara ferrossülfatın yalnız uygulanması durumunda, Fe+2 hızlı bir şekilde okside olur ve çözünemez hidroksitlerine dönüşür ve yetiştiricilik için hiç bir yararı olmaz.

gelişmekte olan ülkelerin üreticileri tarafından sarılığın giderilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Kireçli topraklara ferrossülfatın yalnız uygulanması durumunda, Fe+2 hızlı bir şekilde okside olur ve çözünemez hidroksitlerine dönüşür ve yetiştiricilik için hiç bir yararı olmaz.
Topraktan uygulanan demir sülfata kimi organik madde (kompost, turba, bitki artıkları vb.) karıştırılarak etkinliği artırılabilir. Bitkinin üst aksamına uygulanan demir sülfat, ucuz ve şelatlara alternatif bir uygulama olmak üzere sarılığın giderilmesinde oldukça etkilidir.
Sentetik demir(II)-fosfat (Fe3(PO4)2.8H2O), mineral Vivianite benzer olup armut ve zeytinde sarılığın giderilmesinde ümit veren sonuçlar vermiştir. Sentetik şelatlar ile karşılaştırıldığında vivianitin topraktan uygulanması yeterince etkili bulunmazken, bakiye etkisi daha fazla bulunmuştur. Vivianitin ucuz olması ve ferrossülfat ile diamonyum veya monoamonyum fosfatın karıştırılmasıyla kolaylıkla hazırlanması üstün taraflarıdır.
Kan unu, Hemoglobin molekülünün Hem grubu ile şelatlanmış halde 2030 gr. Fe kg-1 içeren doğal bir demir kaynağıdır. Kan unu, endüstriyel kuruluşların kesim ünitelerinin yan ürünü olup bitkiler için etkili bir demir kaynağıdır. Tarla koşullarında yapılan çalışmalarda kan ununun, armutta sarılık belirtilerini hafiflettiği belirlenmiştir. Kan unu ayrıca organik tarımın başta gelen gübrelerindendir ve sadece demir değil aynı zamanda adeta yavaş yarayışlı azotlu gübre özelliğindedir.
Demir tuzlarının (Fe+2 sülfat ve Fe amonyum sülfat) çözelti formunda ksilem (bitki gövdesindeki odun borusu) iletim demetlerine enjeksiyonu ile elma, armut, şeftali, kivi, zeytin gibi pek çok meyve ağacında sarılık belirtileri hafifletilmektedir. Hızlı yeşillenme sağlaması ve uzun süreli (23 yıl) etkili olmasına rağmen bu teknik, sarılığın acil olarak giderilmesi gereken durumlarda ve dikim mesafesi geniş olan bitkiler için uygundur. Bu uygulamadaki temel güçlük, demir konsantrasyonu ve enjeksiyonu için uygun zaman belirlenemediğinde yapraklara zehir tehlikesinin bulunmasıdır. Bununla birlikte enjeksiyon yapılan bölgeden potojenlerin ağaçlara yayılması sakıncası da bulunmaktadır. Her ne kadar fazla iş gücüne gereksinim göstersede bazı bitki türlerinde tek yıllık uygulamalar ile bu yöntem etkili olabilmektedir. uygulamalar ile bu yöntem etkili olabilmektedir.
3- Organik Madde
Toprakların organik madde içeriklerinin artırılması demir sarılığı olasılığını da azaltmaktadır. Organik maddenin sarılık üzerindeki olumlu etkisi, humik ve fulvik bileşikleriyle şelat oluşturmasından değil, toprak mikrobiyel aktivitesini artırmasıdır. Gübrelenmiş topraklar bakteriler için iyi bir ortam olup, bu sayede kararlı demir sideroforlar (bir çeşit kök salgısı) oluşturulmaktadır. Aynı zamanda organik madde toprakların havalanmasını düzenlemekte ve alkalin koşullarda ferrihidritlerin tekrar kristalizasyonu ile kristal oksitlerin oluşumu engellenebilmektedir. Topraklara uygulanan hayvan gübresi, kompost, turba vb. toprakta çözünemez demirin çözünürlüğünü artırırken, demir tuzları topraklara uygulanmadan bu organik madde ile inkübe edildiğinde, uygulamanın etkinliği artırılmaktadır.

4- Toprak ve Rizosfer pH'sının Düzenlenmesi
Sarılığın giderilmesi amacıyla, tüm kök bölgesinin pH'sının düşürülmesi uygulamada olanaklı değildir. Ancak, asit etkili maddelerin ilavesiyle uygulama bölgelerinde toprakların nötralizasyonunu sağlamak olanaklıdır. Kireçli topraklarda uzun süreli bir pH düşüşünü konsantre asitler uygulayarak sağlamaya çalışmak, toprakta tuzluluk sorunu meydana getireceği için önerilmemektedir. Bununla birlikte, etkinliği henüz kanıtlanmamış olmasına rağmen kuvvetli asitlerin damla sulama ile bölgesel uygulanmaları Akdeniz ülkelerindeki kimi meyve plantasyonlarında sarılığın giderilmesinde şartlara bağlı olarak etkili olmuştur.
Kök bölgesindeki kireçli toprağın alınarak yerine asit özellikte turbanın konulmasıyla düşük rizosfer ve apoplast pH'sı sağlanmakta ve sarılık üzerinde olumlu etkiler görülmektedir. Önemli miktarda toprağın değiştirilmesi durumunda köklerin adoptasyon güçlüğü nedeniyle bu işlemin bahçe tesisinden önce yapılması önerilir.
Diğer taraftan potasyumlu gübrelemenin demir alınımı üzerine yararlı etkisinin olduğu bildirilmektedir. Rizosfer pH'sını azotlu gübreler ile düşürmek, sürekli amonyum ve nitrifikasyon inhibitörü uygulayarak olanaklıdır. Ancak, uygulama amonyak zehirlenmesine ve gaz halinde amonyak kaybına neden olabilir.

5- Yaprak Uygulamaları
Çok sayıda Fe kaynağının topraktan uygulanmasının etkili olmaması nedeniyle, yapraktan pulverize halde demirli bileşikler sarılığın giderilmesi amacıyla yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Yapraktan FeSO4 ve Fe(NO3)2 uygulanması sarılıklı durumun giderilmesinde sentetik şelat bileşiklerinden daha etkilidir. Lignosulfonatların sarılığın tek yıl için giderilmesinde etkin fakat Ferriksitrat + NH4NO3 ve FeDTPA ise kısmen etkilidir.
Sarılıklı yapraklarda aktif halde bulunmayan demir birikiminin olması nedeniyle,

demir içeren çözeltiler uygulamaksızın sadece mevcut demiri aktif hale geçirmek amacıyla asit çözeltiler uygulanmasıyla sarı yapraklar yeşillenebilmektedir. Bu amaçla, sitrik asit ve sülfürik asit uygulanmasının olumlu etkileri görülebilir.

6- Tohum Uygulamaları
Tohumdan demir içeren bileşiklerin uygulanmasının sarılık üzerindeki etkisini bildiren yeterli çalışma bulunmamaktadır. Bununla birlikte, demirli bileşiklerin tohumdan uygulanmasının hassas çeşitlerde değil, sarılığa dayanıklı çeşitlerde etkili olduğu görülmektedir. Bu nedenle tohumdan demirli bileşiklerin dayanıklı çeşitlere uygulanması daha uygun olacaktır.

7- Genetik Kontrol
Günümüzde demir sarığının önlenmesi için izlenmesi gereken en uygun yöntem olarak demiri etkin değerlendiren çeşit ve anaçların kullanılması görülmektedir. Klasik bitki ıslah çalışmaları ile sorgum ve soya fasulyesi gibi bazı bitki türlerinin sarılığa dayanıklı çeşitleri geliştirilmiştir. Sarılıktan çok etkilenen meyve ağaçları için kireçli ve alkalin reaksiyonlu toprak koşullarına dayanıklı anaçlar belirlenmiş olmasına rağmen, bu anaçlardan büyüyen sürgünlerin aşırı gelişmeleri ve buna bağlı olarak meyve verimlerinin azalması bu anaçların kullanımlarını sınırlandırmaktadır.

Sonuç
Sarılığın giderilmesi veya önlenmesi için demir şelatların uygulanması, ekonomik maliyeti ve çevreye olan etkileri değerlendirildiğinde sürekli kullanımını olanaksızlaştırmaktadır. Genetik ve yetiştiricilik sistemlerinde sağlanacak gelişmeler ile sorunun doğal ortamı içerisinde giderilmesi en etkili yöntem olarak görülmektedir. Demir sarılığının ortaya çıkış olasılığının belirlenmesi ve buna bağlı olarak yapılacak değerlendirmeler için toprak analizlerine gereken önem verilmelidir. Sarılığın giderilmesindeki etkisinin sürekli olmamasına rağmen, etkinliğinin yüksek olmasından ötürü yapraktan inorganik demir tuzlarının ve kimi asit çözeltilerinin uygulanmasına devam edilebilir. Bitki türlerine göre uygulanacak bileşiklerin, dozlarının, uygulama zaman ve yöntemlerinin seçiminde teknik kuruluşların önerilerine müracaat edilmelidir. Bunların yanında, entegre ve organik üretim teknikleri içinde sarılığın giderilmesi amacıyla kalıcı çözümleri hedefleyen çalışmaların sürdürülmesi büyük önem taşımaktadır.

olmamasına rağmen, etkinliğinin yüksek olmasından ötürü yapraktan inorganik demir tuzlarının ve kimi asit çözeltilerinin uygulanmasına devam edilebilir. Bitki türlerine göre uygulanacak bileşiklerin, dozlarının, uygulama zaman ve yöntemlerinin seçiminde teknik kuruluşların önerilerine müracaat edilmelidir. Bunların yanında, entegre ve organik üretim teknikleri içinde sarılığın giderilmesi amacıyla kalıcı çözümleri hedefleyen çalışmaların sürdürülmesi büyük önem taşımaktadır.

Kaynaklar

- Chen,Y., P.Barak. 1982. Iron nutrition of plants in calcareous soils. Adv. Agron. 35: 217 240.
- Eyüpoğlu,F. ,N.Kurucu.1997. Plant available trace iron, zinc, manganese and copper in Turkish soils.
- Ed. J. Ryan. Accomplishments and Future Challenges in Dryland Soil Fertility Research in the Medditerranean Area. ICARDA book, 191-196.
- Tagliavini,M. ,A.D.Rombolà.2001. Iron defici-ency and chlorosis in orchard and vineyard ecosystems. European Journal of Agronomy. 15: 71 92.

 E-MAIL LİSTESİ
Kendinizi Mail listemize ekleyin sitemiz ve sektörle ilgili gelişmelerden sizide haberdar edelim.
Ekle Sil

 

 

SEKTÖREL

>> Vizon 2023

>> Mısırın ekonomik durumu

>> Tarımsal Bilişim

>>
Alara Projesi

>> DGD'd son durum

>> Bitkilerde demir sarılığı



 

ANA SAYFAYA DÖN
 


Copyright©1996-2000 Cine-Tarım A.Ş. Her hakkı saklıdır.
Cine-Tarım A.Ş.'nin yazılı izni olmaksızın hiçbir yazılı ve görsel malzeme kısmen ya da bütünüyle kullanılamaz.