ARAŞTIRMA
Dr. Ahmet KUŞDEMİR
D.
Tülay AKDURA
Mahmut
Güneş
Pamukta Pembekurt
ve Mücadelesi
TARİHÇESİ
Pamuk üretimi yapılan bütün ülkelerde önemli bir pamuk zararlısı
olarak tanınan zararlının anavatanının Güney Asya ülkeleri veya
Hindistan olduğu tahmin edilmektedir. Zararlı kışı pamuk tohumları
içerisinde diyapoz halinde geçirdiği için tohumlarla önce mısıra,
buradan da dünyanın bir çok ülkesine yayılmıştır. Zararlının ülkemize
girişi ilk defa 1923 yılında Mısır'dan Çukurova'ya getirilen tohumlarla
olmuştur. Çukurova'dan 1950 yılında Ege ve diğer pamuk ekimi yapılan
bölgelerimize yayılmıştır.
TANINMASI
Pembekurt ergini kanatları gri-kahverenkli ve vücut uzunluğu 7
mm. olan bir kelebektir. Kanat açıklığı 12-20 mm., ön kanatlar
üzerinde enine koyu çizgiler ve lekeler olup, arka kanatlar kirli
beyazdır. Arka kanatlar , ön kanatlardan daha geniş ve kanatların
kenarları saçaklıdır. Yumurta boyu 0.5 mm. kadar olup ovalimsidir.
Rengi yeşil beyaz olup üzeri pürüzlüdür.
Yumurtadan yeni çıkan larvalar parlak beyaz renkte olup sonradan
pembe renge dönüşür. Zararlı pembekurt ismini de bu renginden
dolayı almıştır. Baş kısmı kahverengidir. Boğumlarda pembe lekeler
ve kısa kıllar vardır. Pupaların boyu 8 mm. kadar olup önceleri
beyazımsı olan renk sonra kahverengine dönüşür. Pupanın üzeri
ince ve kadife gibi yumuşak tüylerle kaplıdır.
YAŞAYIŞI ve ZARARI
Pembekurt kışı diyapoz halinde kozaların veya tohumların içerisinde
larva olarak geçirir. Kör kozalar, tarla temizliği yapılmayan
tarlalarda kalan veya yakacak olarak toplanmış saplarda bulunur.
Larvalardan erginler mart sonu, nisan ayı başından itibaren çıkmaya
başlarlar. Diyapozdan çıkış kışı geçiren zararlının hepsinde aynı
zamanda olmayıp geniş bir zaman aralığını kapsar. Bu kaynaklardaki
kelebek çıkışı, mayıs ayında yoğunluk kazanarak kasım ayı ortalarında
sona ermektedir. Bir kelebeğin ömrü yaklaşık 10 gündür. Pembekurt
neslini devam ettirebilmesi için pamuğun generatif organlarının
oluşması gerekmektedir. Çukurova'da pembekurtun ara konukçusu
bulunmadığından, tarak oluşumu-nun 10 gün öncesine kadar olan
çıkışlar intihar çıkışları olarak adlandırılır.
Kelebekler geceleri aktif olup, bir dişi hayatı süresince 800
yumurta bırakabilir. Dişi kelebekler yumurtalarını genellikle
tarak, çiçek ve kozalara bırakırlar. Yumurtalar, hava şartlarına
bağlı olarak 4-12 günde açılır. Yumurtadan çıkan larvalar hemen
tarak, çiçek ve koza içine girerek beslenirler. Larvalar önceleri
daha çok tarak ve çiçekte zararlı olurlar. Kozaların 2/3'ünün
olgunlaşmasıyla, kozalarda beslenme yoğunlaşır. Larvalar bu organların
iç kısmını yer, özellikle kozalar içinde oluşan tohumları yiyerek
zarar verirler. Yenilen tohumların çimlenme gücü düştüğü gibi
bu çiğitlerden elde edilen yağ ve lif kalitesi düşmektedir. Larva
koza içinde, 1-2 çenete zarar verebilir, birden fazla larva bulunması
halinde kozanın tamamı zarar görebilir. Ağır bulaşma durumunda
kör koza denilen zarar şekli ortaya çıkar ve zarar %80'e ulaşabilir.
Çiçekte larva bulunması durumunda ise tipik olarak rozet çiçek
denilen rüzgar gülüne benzeyen kapalı çiçek oluşumu meydana gelir.
Eğer, koza içinde birden fazla larva bulunması halinde,kozanın
tamamı zarar görebilir.
MÜCADELE ŞEKLİ
Pembekurt mücadelesinde en etkili yöntem kültürel önlemlerdir.
Etkili bir kimyasal mücadelesi yoktur. Ayrıca, yasal olarak pembekurt
yönetmenliğinin iyi bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Zararlının
biyolojisi gereği kışı diyapoz halinde kör kozalar veya çiğit
içerisinde geçirdiğinden, bulaşma kaynakları ve alınacak tedbirler
şu şekilde sıralanabilir.
Tarla Temizliği
1.Pamuk çiftçilerinin hasat sonunda, tarladaki pamuk saplarını
sapkeserlerle iyice parçalayıp kör koza ve her türlü pamuk artıkların
12-15 cm. derinlikte sürerek toprağa gömülmelidir.
2.Pamuk saplarını toplayarak yakacak olarak kullanan çiftçiler,
bu sapları mutlaka 31 Mart'a kadar yakıp bitirmelidirler. Aksi
halde en büyük bulaşma kaynağını bu saplardaki kör kozalar oluşturacaktır.
Tohum Temizliği
Tohumla bulaşmayı önlemek için kullanılacak tohumlukların sertifikalı
ve delinte edilmiş olmalıdır. Zorunlu olarak havlı tohum kullanılacaksa,
linterden geçirilmiş olmalı veya fümige edilmelidir.
Kütlü pamukların tamamının 31 Mart'a kadar çırçırlanarak işlenmesi
zorunludur. Bu tarihten sonra kütlü pamukların çiftçi, tüccar
veya çırçır işletmelerinde bulundurmaları, alımı-satımı ve nakillerin
kanunen yasaklanmıştır. Ayrıca, yağlık olarak kullanılacak çiğitlerin
işlenmesi 31 Mart'a kadar bitmemişse veya zorunlu olarak nakli
gerekiyorsa çıkış merkezinde fenni temizliğe tabi tutulmalıdır.
Yağ fabrikaları depolarında bulunan çiğitler için bulundukları
depolarda gerekli koruyucu tedbirler alınır. Çiğit depoları boşaltıldıktan
sonra dezenfekte edilir. Çırçır işletmelerinde, kütlü pamuk işlemeleri
bittikten sonra, fabrika depoları iyice dezenfekte edilir ve çırçır
atıkları bir yerde toplanarak yakmak veya toprağa gömmek suretiyle
imha edilir.
Biyoteknik Yöntem
Son yıllarda, biyoteknolojik yöntemlerden şaşırtma tekniği yani
feromon uygulaması Feromon uygulanacak pamuk ekili alana taraklanmadan
8-10 gün önce, cezbedici cinsel tuzaklar asılır. Tuzaklara ergin
kelebek düşümü yoğunsa, bu alan bulaşık demektir ve taraklanma
başlangıcında feromon uygulanan alan ne kadar büyük olursa, başarı
oranı o kadar artar. 50 da. alandan daha küçük yerlere feromon
uygulanmamaktadır. Ancak, yan yana olan küçük tarlaların hepsi
birden feromon kullanabilir. Uygulanacak feromonun, tavsiyesine
uygun olarak kullanılmasına dikkat edilmelidir.
|
|