ARAŞTIRMA

 
Dr. Yalçın KAYA
Trakya Tar. Araş. Enst. - Edirne

Yağlık Ayçiçeği

Ülkemizin bitkisel yağ üretiminde % 50 ile en büyük payı alan ve yağ bitkileri üretiminde başta gelen ayçiçeği, başta Trakya, Ege ve Karadeniz Bölgesi olmak üzere birçok bölgemizde yetişebilmektedir. Ancak ayçiçeğinde ve diğer yağ bitkilerinde yetersiz üretim nedeniyle, yıldan yıla artış gösteren bitkisel yağ açığımız artmaktadır. Ayçiçeğinin ülkemizde en fazla ekim alanına ve üretimine sahip yağ bitkisi oluşu, halkın genelde bitkisel yağ olarak ayçiçeği yağını tercihi ve özellikle Trakya bölgesinde ekim nöbetinde temel bitki oluşu (Buğday-Ayçiçeği) ayçiçeğinin önemini daha da arttırmaktadır. Ayrıca ülkemizde hayvan yemi olarak ayçiçeği küspesi kullanımı, diğer yem ve yağ bitkileri arasında giderek önem kazanmaktadır.

Tohumlarında bulunan %45-50 oranındaki yağ olan ayçiçeği, hem sıvı yağ hem de margarin sanayinde kullanılmaktadır. Ayrıca çerez olarak tüketilen ayçiçeği, küspesinden de hayvan yemi olarak yararlanılmaktadır. Ayçiçeği hayvan beslenmesinde silaj olarak da değerlendirilebilmektedir.
Ülkemizde yağlık ayçiçeği en fazla Trakya Bölgesinde (% 75) Tekirdağ (% 35), Edirne (% 22), Kırklareli (% 13) ve İstanbul (% 5) illerinde üretilmekte olup, bu illeri sırasıyla Çanakkale (% 5) , Bursa (% 4), Balıkesir (% 4), Samsun (% 2), Afyon (% 1) ve Çorum (% 1) illeri takip etmektedir. Ayrıca son yıllarda Amasya, Aksaray, Adana da ekim alanları artan iller arasında yer almaktadır.
Sektörün gelişmesine yönelik olarak zaman zaman fiyat teşvikleri ile üretimin artırılması sağlanmaya çalışılmış, ancak bu uygulama gerek düzey olarak ve gerekse tek başına diğer yasal düzenlemeler yapılmadan yeterli olmamıştır. Ayçiçeği hibrit tohumluğu üretimi, devlet tarafından hibritlerin ilk üretime girdiği 80li yılların başından beri desteklenmiş olup, sektörün yeterli seviye ulaştığı düşüncesiyle, 2001 yılında bu uygulamaya son verilmiştir. Ayçiçeği ürünü ise, devlet destekleme kapsamında değildir. İlk defa 1999 yılından başlayarak kg başına 5 Cent olarak prim direk üreticiye ödenmektedir. 1999 yılı ayçiçeği ürün prim desteğinden 80.100 çiftçimiz yararlanmış ve toplam 660.8 bin ton ayçiçeğine 33 milyon $ karşılığı 20.390 milyar TL çiftçimize ödenmiştir. 2000 yılında üretilen 648 bin ton ayçiçeği için ise, 38,9 milyon $ karşılığı 47.140 milyar TL ödenerek toplam 84.100 çiftçimiz devletimizce desteklenmiştir.

Ülkemiz dünyada oluşan ayçiçeği ürün ve yağ fiyatına, uygulanan gümrük vergilerine de bağlı olarak her yıl 300-700 bin ton ayçiçeği tohumu ve 100-200 bin ton civarında da ham ayçiçeği yağı ithal etmektedir. Ayçiçeği tohumu ve yağı ithalatına ödediğimiz döviz miktarı yıllara göre son beş yılda 100-300 Milyon $ arasındadır. Ayçiçeği tohum ihtiyacını genelde büyük çoğunluğu Rusya olmak üzere, Ukrayna, Romanya, Arjantin, Uruguay, Bulgaristan gibi ülkelerden, ayçiçeği yağı olarak da Ukrayna, Romanya ve Arjantin'den ithal etmektedir.

Ülkemizdeki ayçiçeği küspesi tüketimi yıllara göre değişmekle birlikte, 550-850 bin ton civarındadır. Bu ihtiyacın çoğunluğu ülkemizde işlenen ayçiçeğinden karşılanmakla birlikte, son yıllarda yurt dışında oluşan fiyata ve uygulanan gümrük vergilerine de bağlı olarak, oldukça yüksek oranda bir ithalat söz konusudur. Örneğin küspe ithalatı 1997 yılında 24 bin ton (%5) iken, bu miktar 2000 yılında 281 bin tona (% 33) ulaşmıştır. Bunun temel nedeni, ayçiçeği küspesinde son yıllardaki düşük gümrük vergileri uygulanması gibi yanlış politikalardır. Bu yanlış uygulamalar sonucu, dünyanın sayılı büyük ve modern, ülkemiz ayçiçeği üretiminin çok üzerinde kapasiteye sahip ham ürün işleme ve rafineri tesislerimiz, son birkaç yılda olumsuz yönde etkilenmiş ve çoğu kapanmış olup diğerleri de büyük bir ekonomik kriz yaşamaktadır. Küspe ithalatımızın büyük çoğunluğu genelde Rusya, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan'dan gerçekleştirilmektedir.

Ülkemizde ayçiçeğinin ilk ekilmeye başladığı 1950li yıllardan beri, araştırma çeşit geliştirme ve çalışmaları ilk olarak Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nce başlatılmış, günümüzde bu enstitü ve özel firmalarca yapılmaktadır. Ülkemizde yağlık ayçiçeğinde çeşit problemi yoktur. Gerek özel firmalarının ve Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsünün yeteri kadar verimli hibrit çeşidi ve tohumluk üretimi vardır. Ancak ülkemizde kaliteye ve yağ oranına göre alım yapılmadığından, yağ oranı düşük, ancak tane verimi yüksek çeşitler çiftçilerce ekilmektedir. Halühazırda mevcut olan bitkisel yağ açığımızı daha da arttıran bu

problem, kaliteli ve yağ oranı yüksek çeşitlere prim verilerek ivedilikle çözülmelidir. Ayrıca gelişmiş ülkelerde pazar payı giderek artan ve daha kaliteli ayçiçeği yağı olarak tüketicilerce kabul gören, oleik asidi yüksek çeşitlerin de geliştirilmesinin teşvik edilmesi, gelecekteki ülkemizde de talebi olacak bu ürüne gerekli hazırlığı sağlayacaktır. Ayçiçeğinde % 100 e varan verim düşüklüğüne neden olan orobanş parazitinde, son yıllarda yeni ırkları ile bulaşık alanlar giderek artmaktadır. Bu ırklara dayanıklı çeşitler geliştirilmiş olup, yeni ırkların kimyasal yolla kontrolüne ve dayanıklı çeşit geliştirmeye yönelik çalışmalar yoğun olarak devam etmektedir.
Bitkisel yağ sanayimizde en önemli sorun hammadde yetersizliğinden kaynaklanan düşük kapasite kullanımıdır (%50-60). Bu 153 civarında işletmenin kapasitesi üretimimizin 4 katına yakındır. Ancak son yıllarda yaşanan ekonomik kriz nedeniyle bir çoğu kapanmıştır. Sanayiciler genelde, gümrük vergilerindeki yanlış uygulamalardan, ülkemizdeki ürünün ithal edilenlere nazaran yağ oranının daha düşük ve temiz olmadığından şikayet etmektedirler. Ülkemizin bitkisel yağ açığını kapatması ve ülkemizdeki işleme tesislerinin tam kapasiteyle çalışacak ve ülkemizin bitkisel yağ ihraç edecek seviyeye ulaşması nihai hedefimizdir. Bu hedefe ulaşmak için öncelikle ayçiçeği ve diğer yağ bitkileri üretimimizi attırmamız gerekmektedir.
Üretimi attıracak önemli bir politikada, potansiyel ekimi mümkün bölgelerde yeni ekim alanlarını devreye sokmaktadır.


Kendinizi Mail listemize ekleyin sitemiz ve sektörle ilgili gelişmelerden sizide haberdar edelim.

 

ARAŞTIRMA

>> Tarımın mevcut durumu ve önemi

>> Şu transgenik denen elmaşekeri

>> Meyve ağaçlarında zararlı yaprakbiti türleri ve doğal düşmanları

>> Veriticillium solgunluğu

>> Yağlık ayçiçeği



 
ANA SAYFAYA DÖN
 


 

Ancak şu andaki dünya fiyatları üzerinden ayçiçeğinden özellikle de kuru tarımında yüksek bir gelir elde etmek pek olası görünmemekte ve geliri daha yüksek ekim nöbetindeki bitkilerle ve diğer sanayi bitkileriyle rekabet şansı azalmaktadır. Ayçiçeğinin en büyük avantajı, kültürel işlemlerinin tamamına yakını makineli tarım ile yapılması ve fazla işgücü gerektirmemesidir. Ayçiçeğine avantaj sağlayacak ve üretimi arttıracak bir diğer yol ise, bu bitkinin sulandığında da % 100'e yakın verim artışı sağlamasıdır. Bu nedenle ayçiçeğini sulamaya yönelik teşvikler arttırılmalı ve bu tür uygulamalar desteklenmelidir. Potansiyel olarak Karadeniz Bölgesinde iç kısımlarda yer alan Çorum, Amasya, Tokat illerinde, Orta Anadolu'da Konya, Aksaray, Karaman illerinin sulanabilen alanlarda, Eskişehir, Afyon, Kütahya, Uşak ve Isparta illerinde ayçiçeği tarımı yapılabilir ve bu illerde ekimi teşvik edilebilir. Ayçiçeği, bu illerde özellikle de Orta Anadolu bölgesinde, şeker pancarı ile ekim nöbetine girecek veya ekimi sınırlandırıldığı alanlarda bu bitkinin yerine ekilebilecek en uygun bitkilerden biridir. Eğer çiftçi yeni ekim sahalarında ürettiği ürünü satmada herhangi bir problem ile karşılaşmazsa, yani pazarlama sorunu olmazsa, bu yerlerde ayçiçeği ekim alanları kolayca arttırılabilir.
Geçmişteki ayçiçeği tarımı teşvik politikaları, girdilere uygulanan sübvansiyonlar ve tohumculuk sektöründeki gelişmeler ekim alanlarının ve üretimin artmasında rol oynamıştır. Bu politikaların gelecekte sürdürülmesi, özellikle Ayçiçeği/Buğday fiyat paritesinin uygun seviyede (2.2-2.5) tutulması ayçiçeği tarımının hedeflenen noktaya ulaşması açısından gereklidir. Bazı özel tohumculuk firmaları ayçiçeğinde ciddi olarak araştırmalar yapmakta olup, Bakanlığımız Araştırma Enstitüleriyle ortak olarak araştırmalar sürdürmeleri teşvik edilmelidir. Ülkemizde ayçiçeği tarımı genelde kuru olarak yapılmakta ve yetiştirme periyodu boyunca iklim şartlarından yoğun olarak etkilenmektedir. Bu nedenle bazı yıllar ülkemizde son derece düşük verimler elde edilmekte ve ayçiçeği üreticisi zarar etmektedir. Maliyetleri arttıran bir diğer husus da her üründe olduğu gibi, ülkemizde tarım arazilerinin son derece parçalı ve küçük olmasıdır. Günümüzde özellikle de Trakya-Marmara Bölgesinde yağışların yetersiz olduğu yıllarda, ayçiçeği üreticisi reel bazda kar edememekte, ancak başka alternatif ürünü olmadığı için bu bitkinin ekimine devam etmektedir.
Yağlı tohumlu bitkilerde araştırma ve çeşit geliştirme çalışmalarını desteklemek, ıslahçı hakkını ödemek, ürün muhafaza depolarını yaygınlaştırmak ve ürün borsalarını desteklemek amacıyla bir yağlı tohumlar destekleme fonu (AR-GE fonu) oluşturmak, ithalatta Avrupa Gümrük Birliği normlarına uygun oranda gümrük vergisinin tüm yağlı tohumlara ve bitkisel yağlara ürün bazında eşit oranda uygulanması, yurt dışından yapılacak olan bitkisel yağ, yağlı tohum ve küspe ithalatında, ithalatçıların hasat ve alım mevsimi (Ağustos-Kasım ayları) süresince yapacakları ithalat karşılığında iç piyasadan da ithal edilen miktar kadar alımda bulunmalarının sağlanması da petrolden sonra en fazla döviz ödediğimiz kalem olan bitkisel yağ ithalatımızı azaltıcı yönde uygulanması gereken önemli politikalardır.
Sonuç olarak, yukarıda bahsedilen bu politikalar gereği gibi uygulandığı takdirde, ülkemiz yeterli potansiyelini kullanarak, bitkisel yağ ithal eden bir ülke konumundan ihraç eden bir ülke seviyesine gelebilir.

Copyright©1996-2000 Cine-Tarım A.Ş. Her hakkı saklıdır.
Cine-Tarım A.Ş.'nin yazılı izni olmaksızın hiçbir yazılı ve görsel malzeme kısmen ya da bütünüyle kullanılamaz.