ARAŞTIRMA
ARAŞTIRMACI
GÖZÜYLE
Sofraların
yeni çehresi
Soyalı
ürünler
Bu
sayfaları düzenli olarak takip edenler hatırlayacaklardır;
yeni bir konu olmasına rağmen, geçen yıl içinde
peş peşe 6-7 sayıdaki yazılarımı soyanın
tanıtımına ve sağlıkla ilgili yararlarına ayırmış,
ardından da Nisan-2000 tarihli 23. sayıda soyalı
ürünlerin kullanımına dönük tanıtımlara ve
önerilere yer vermiştim. Ancak bana ulaşan bazı
okur görüşleri, soyalı ürünleri bulundukları
yerde temin edemedikleri yönündeydi. Tabii ki
yapılacak fazla bir şey yoktu. Her yeni ürünün
yaygınlaşmasında görüldüğü gibi, tüm ülke
sathına yayılması biraz süre alıyordu.
Soyalı
ürünler şu an itibariyle çoğunlukla ithalat
yoluyla sağlandığından, fiyatının nispeten yüksek
oluşu ve reklamının yapılmayışı
nedenleriyle, tanınması ve dağıtım
organizasyonu da yavaş oluyor.
Ama son günlerde
güzel gelişmeler de olmuyor değil. Örneğin,
bazı yerli firmaların piyasaya sürdükleri soya
unlarının giderek düşen fiyatlarla piyasada
yer alışı mayanın tutmaya başladığını gösteriyordu.
Bu
arada, ben ve yakın çevremdekiler de boş durmadık.
Burada gündeme getirdiğim her ürünü Adana şartlarında
temin etmeye ve denemeye çalıştık. Bazı ürünleri
kendi imkanlarımızla üretmeyi ve bu sayfalarda
sizlere duyurduğum tarifleri değişik şekilleriyle
uygulamaya devam ettik. Bazı önerilerin ev
uygulamalarında başarılı olmadığını öğrenince,
yeni pratikleri denemeyi ve duyurmayı görev
ediniyorum.
Soyalı
ürünlerin tüketim alışkanlıklarımız içinde
gereğince yer alması için, en başta hanımlara
iş düştüğünün bilinci içerisinde özellikle
onlara seslenmek istiyorum. Daha önceleri de genişçe
yazdığım ve gelişmiş ülkelerin tıp araştırmalarıyla
belgelenen soyanın sağlık üzerindeki olumlu
etkilerini bir kez daha özetlemem gerekirse;
soyanın yoğun olarak tüketildiği uzak doğu
insanında görüldüğü gibi, soyanın öncelikle
bazı kanser türlerine karşı koruyucu etkisi
vardır. Kadınların baş belası olan kemik
erimesi hastalığı ve menopoz sıkıntılarını
gidermek için de soyalı ürünler biçilmiş
kaftan.
Günümüzde
herkesin ortak derdi haline gelen kolesterolün düşürülebilmesi
için de, en uygun besinlerden birisi soyadır. İlaçla
tedavi etmenin ya da ağır diyetlerle kendimizi sıkıntılara
sokmanın yanında, diğer bitkisel ürünlerde
olduğu gibi soyalı ürünlerin de günlük
beslenme alışkanlıkları arasına alınmasında
fayda var. Üstelik, tüketimleri de oldukça
kolay.
Şimdi
gelelim soyalı ürünlerin yararlarını ve
kullanım biçimlerini özetlemeye. Aslında büyük
şehirlerimizde giderek artan hiper marketlerde
soya sosu, eti, unu, filizi ve sütünü bulmak
zor değil. Ancak, bulunamayan ürünlerin de sık
sık sorularak gündeme getirilmesi gerekir ki,
firmalar pazar payının arttığına ikna olup bu
ürünleri yaygınlaştırma çabasına girişsinler.
Soya unu
Belki
de en yaygın olarak kullanılabilecek soyalı ürün
olan soya unu, ekmekte ya da her türlü hamur işinde,
buğday ununa % 10-20 oranında katılarak tüketilebilir.
Soya ununun protein içeriği % 50 oranında olduğundan,
bünyesine katıldığı unlu ürünleri zenginleştiren
ve bayatlamayı geciktiren bir etki yapmaktadır.
Karışımı nemlendirmesi mikro dalga fırında
pişirilmesini kolaylaştırırken, daha az yağ
emmesi de bir tercih sebebi oluyor.
Piyasada
satılan ithal ürünü, yağlı veya yağsız
soya ununun tek dezavantajı fiyatının biraz yüksek
oluşu. Gerçi ilaç gibi düşük miktarlarda
kullanımı söz konusu olduğundan maliyeti düşse
de, daha ucuzunun piyasaya sunulmasından yanayım.
Marketlerden takip edebildiğim kadarıyla, yağsız
ve beyaz renkli ithal soya ununun yarım kilosunu
1 milyon lira civarında bulmak mümkünken, bugün
bazı yerli firmaların üretimi olan yeni soya
unlarının yarı fiyatına bulanabildiğini
sevinerek görüyorum.
Aslında,
bu hasat döneminde 150-160 bin liraya satılan
soya ürününden, yukarıda belirtilen
miktarlardan daha düşük düzeylerde un elde
etmek mümkün. Ancak bunun için de, soyanın üretim
merkezi olan Çukurova’da un sanayicilerinin
devreye girmesi ve üstelik daha yararlı gördüğüm
yağlı soya ununun kilosunu 250-300 bin liraya
mal ederek bizlere ulaştırması gerekiyor.
Eğer yakın
çevrenizde basit usullerle çalışan bir değirmen
varsa, temin edebileceğiniz soya tohumlarını
kolayca orada un haline çevirebilirsiniz. Tabii
ki, unun bünyesindeki yağı düşünerek uzun süreli
saklamalarda serin bir yerde muhafaza etmenin
gerekli olduğuna da dikkat ederek.
Elde
edeceğiniz soya ununu sadece hamur işlerinde
kullanmakla kalmayıp, her türlü çorbalara ve
yemeklere birer kaşık katarak da tüketebilirsiniz.
Çocuk gelişimindeki yararları yanında, yaşlı
insanların sağlığı için de oldukça etkili
bir yol olur bu uygulama. Sarma, dolma ve diğer
yemeklerin içine bir kaşık soya unu katarak
denemeler yapmaları önerimi, bütün hanımların
dikkatine sunuyorum.
Soya
Filizi
Benden
özellikle istenen pratik bir üretim şekli de
soya filiziyle ilgiliydi. 23. sayıda verdiğim,
evde kavanoz içinde soya filizi üretim tekniğiyle
ilgili kısa öneri, küflenmeler oluyor şikayetiyle
tekrar bana ulaşınca; tohum çimlendirmede
kullandığımız bir metodu bu konuya adapte
ederek kullanmama yol açtı. Temiz dere kumu dışında
hiçbir maliyeti olmayan bu uygulama şöyle:
5-6 cm.
derinlikteki bir ufak tepsiye veya benzeri bir çukur
kaba, 2 cm. kalınlığında taşsız kum yayılır
ve üzerine 1-2 cm. aralıkla soya tohumları ( tıpkı
hamur arasına yayılan ceviz gibi ) serpilir ve
üzeri yine kumla kapatılıp sulanır. Yazın
normal havada ama kışın biraz daha ılık bir
ortamda tutulan ve gün aşırı az az sulanan
tohumların 3-4 gün içinde filiz vermeye başladığı
görülür. Basit bir işlemle kumdan toplanan
filizler suyla yıkanıp doğrudan salata ve
yemeklerde kullanılabileceği gibi, sertliği ve
ham kokusunun giderilmesi için bir süre turşu
suyunda tutulursa ağız tadıyla yenilecek bir
malzeme elde edilir. Aynı kumla defalarca filiz
üretmeye devam edilebilir.
Soya Sütü
Marketlere
ulaşan en yeni ürün soya sütü. İlk kez
duyanların kolayca inanamadığı soyalı ürünler
yelpazesi içinde, peyniri, yoğurdu, dondurması
ve etiyle birlikte en fazla şaşırtan ürün
olan soya sütü, tetrapak kutular içinde ve 3-4
farklı aroma katkılı olarak rafları süslüyor.
Burada tanıtımını yapmak için hemen hepsinden
birer adet alarak denedim ve yakın çevremdekilere
de tattırarak fikir edinmeye çalıştık. İthal
ürün olduğundan ve ABD veya Uzak Doğu ülkeleri
gibi bize uzak ağız tatlarının ürünü olduğundan,
bazı seçeneklerdeki aromaların, kullanılan
vanilyanın damaklarımızda tuhaf bir tat bırakması
nedeniyle çekici gelmediğini, ancak buraya
resmini de koyduğum ve maltlı soya sütünün hiç
yabancılık çekilmeden içilebildiğini fark
ettim.
Tıpkı
un bahsinde olduğu gibi, soya sütü üretiminin
de yerli bir firmaca gerçekleştirilmesi
durumunda, bize özgü tatların sağlanması
durumunda soya sütünün son derece sevilerek tüketilebileceğini
söyleyebilirim. Zaten inek sütüne alerjisi
olanlar için de en uygun besin kaynağı olan
soya sütünü, kadınlarımız da doğal östrojen
olarak bilinen kadınlık hormonuna en yakın ürün
şeklinde tüketebilir.
Denemeden
karar vermeyin diyorum ve özellikle kavuniçi
renkli kabıyla diğerlerinden kolayca ayırt
edilebilen, kolesterolsüz ve süt şekeri
(laktoz)içermeyen bu ürünü bir tadın lütfen.
Bunun dışında,
başta çorbalar olmak üzere hemen her yemeğe dökeceğiniz
soya sosunu; hala denemedinizse bugünlerde yoğun
olarak gündeme gelen deli danalı etlerle ilgili
şüphelerin etkisinden de kurtulmak için sarma,
dolma ve karnıyarıklarınızda normal ete karıştırarak
kullanmak üzere soya etinin denenmesini de önerilerime
katacağım.
Geçenlerde
Aktüel dergisinde yayınlanan ve ilgili dağıtım
firmasının yeni yıl başında piyasaya sunacağını
bildirdiği, bir Norveç firmasının ürettiği
ama Amerika ve Kanadalıların şişmanlık
problemlerini büyük ölçüde çözdüğü
belirtilen soya temelli bir mucizevi diyetin
protein, vitamin ve mineral takviyeli ürünüyle
nasılsa tanışacak ve soyanın önemini daha iyi
anlayacağız. Ben şimdiden uyarmayı ve yararları
bütün dünyaca bilinen soyalı ürünleri günlük
beslenme alışkanlıkları içerisine almaya çalışmanın
ve doğal ürünler şeklinde tüketmeyi de kulak
arkası etmemenizi salık vererek özellikle hanımlara
sesleniyor ve kendi mutfak tecrübelerinizle çeşitlendirdiğiniz
soyalı ürünleri kullanma ve yeni yemeklerle
ilgili tariflerinizi bana ulaştırabilmeniz
durumunda, onları sizin ağzınızdan diğer
insanlara da duyurmayı düşünüyorum.
Yeni yılda
daha sağlıklı günlerde buluşmak ve soyalı ürünlerle
tanışmak dileğiyle ...
BU HABERLE İLGİLİ DİĞER
GELİŞMELER
Haber
listemize üye olup tarım sektöründeki haberlere,
geliştirici herkese açık tartışma platfomlarına
katılabilirsiniz.
.
|
Mail
adresinizi sol aşağıya yazın ve "Listeye
Gir" butonuna tıklayın. |
|
Karşınıza
gelecek sayfadaki formu eksiksiz doldurun. |
|