ARAŞTIRMA

Biotek çılgınlaşıyor-2

 

Dünyanın milyonlarca insanını beslemek için genetik mühendisliği elzem olacaktır. Fakat bir “yabancıotlar” neslinin ipini boşaltabilir mi bu  mühendislik? Bunu bilen yok gibi. Ve bu sorunun yanıtının araştırılmasından sorumlu kimse de yok. ABD’de Biyoteknoloji’nin Gelişimi üzerine Charles C.Mann (MIT USA) Makalesini daha önceki sayımızda da belirttiğimiz gibi sizlere bölümler halinde sunacağız. Aralık sayısında birinci bölümünü sunduğumuz “Biyotek Çılgınlaşıyor” başlıklı makalenin ikinci bölümünü sunuyoruz. Yazı dizisi devam edecek.

 

Başlangıçta, bilim adamaları genlerin transgenik ürünlerden yabaniotlara doğru akmasının olası olmadığını düşünmüşlerdir, çünkü bilinen ürün –yabaniot melezleri çoğu zaman meyve vermeyen bitkilerdir. Fakat geçen Eylül ayında, Bergelson ve Chicagolu iki meslekdaşı, bitki genetik uzmanları tarafından çoğu zaman bir test organizması olarak kullanılan bir hardal türü olan, Arabidopsis Thailana’nın bir etüdü ile araştırmacıları korkutup şaşırtmışlardır.

Kendi kendini tozaklamakta, bu da bilim adamlarına, transgenik A. thaliana’daki yabancı genlerin melezleştirme ile kaçmayacağını ifade etmektedir. Fakat araştırmacılar bilinen A.tahliana, transgenik herbisitlere- dayanıklı thaliana ve, doğal olarak mevcut olan, herbisitlere –dayanıklı mutasyona uğramış bir çeşidi ektikten sonra, transgenik bitkilerin dışardan çiftleşme olasıklarının mutasyona uğramış olanlardan 20 kat daha olası olduğunu öğrenmişlerdir.

Nature dergisindeki bir başlık bunların “rasgtgele çiftleştiklerini” belirtmiştir. Bergelson, “Bunun nedenini kimse bilmemektedir. Halen, gördüğümüz modeli mekanizmayı bulmaya çalışıyoruz. Bunun ne kadar yaygın olduğu dahil, anlamadığımız çok şey var” demektedir.

İma edilen olasılıkların kötülüğü bilinmemektedir. Örneğin, on yıl önce, Avrupa’da yetişen şeker pancarları yabani bir akrabaları ile kendi kendilerine karışarak, bugün tüm kıtayı kapsayan bir sorun olan melez bir tür yaratmıştır.

Şeker pancarı altı aylık –kök ekimi yılın sonunda hasad edilmektedir –yeni yabani ot bir yıl ömre sahiptir. Ellstrance, “Yılın sonunda bu kök çiftlik ekipmanına zarar veren veya şeker –pancarı işleme tesisine girerek makineleri bozan bir ağaç parçasına dönüşmektedir. Bu kökü bir yabani ot ilacı ile öldüremezsiniz çünkü yabani ota isabet eden herhangi bir yabani ot ilacı onun akrabasını vurmaktadır. Bu kökü ancak çiçeklenip olgunlaştığında görebilirsiniz, ve o zamandan sonra da tohumlarını yerleştirmiştir ve sonsuza kadar tarlaya girer” demektedir.

Transgenik ürünler daha önceden benzer sorunlar yaratabildikleri olasılığını göstermişlerdir. Herbisitlerin –veya böceğe –dayanıklı süperyabaniotların beklenen geleceği korkutucudur. 1995’te Monsanto ve AgrEvo herbisit etkisine –dayanıklı kolza tohumunu (Brassıca napus) kanola yağının kaynağı olan bitkiyi, çıkarmışlardır. Bir yıl sonra, İskoç Ürün Araştırma Enstitüsü’nden 11 –kişilik bir ekip, bilim adamlarını şaşırtarak kolza tohumu tarlalarından gelen pollenlerin iki kilometreyi bulan bir mesafe alabildiklerini bildirmiştir. Hemen hemen aynı zamanlarda, üç Danimarkalı genetikçi transgenik Brassıca napus’un bol otlu bir akrabası, Brassica campestris ile kolayca çiftleştiğini keşfetmiştir.

Ortaya çıkan bitkiler B. Campestris’e çok benzemektedir –ancak herbisitlerden etkilenmektedirler. Greensboro’daki North Carolina Üniversitesi’nden Dean Chamberlain, iki raporun, birlikte ele aldıklarında, “melezleştirmenin gerçek bir iş olduğunu, ve bunu kontrol etmek için tarlanızın çevresinde çok büyük bir tampon alana ihtiyacınız olduğunu” söylemektedir.

Ellstrand tarımsal olarak en önemli bitki türü hakkındaki literatürü incelediğinde, danıştığı bilim adamlarının çoğunluğu bunlardan birkaç tanesinin kolayca melezleştiğine inanmaktaydılar. Hatta kendisi ürünlerden 25’ten fazlasının, bazen ilişkili olmayan türler ile, tür engelini kırabileceğini gösteren kanıtlar bulumuştur. Bu listeye, Birleşik Devletler’in batısında bir sorun oluşturan, Idaho Üniuversitesi’nden Robert S. Zemetra ve meslektaşlarının Nisan ayında sakallı sıçan kuyruğu ile dışardan çiftleşebilen (ve melez çeşitler oluşturabilen) buğdaydır.

Ohio State Üniversitesi’nde bir botanist olan Allison Snow, “ Beni gerçekten şok eden farklı sayıda kromozomlara sahip olan iki türün melezleşmesi durumudur. Sıçan Kuyruğu’nun (otu) 28 kromozomu ve buğdayın 42 kromozomu bulunmaktadır, fakat bunlar çiftleşebilmektedir” demektedir. Biyologlar bu tür uygunsuz birleşmelerden yaşayabilecek ürünler çıkabileceğini hemen hemen olanaksız olarak görmüşlerdir. Sonuç olarak, bu bilim adamları melezleşebilecek türlerin dağılımının sınırlı olduğu düşünmüşlerdir. Bu sıçan kuyruğu –buğday melezleşmesi dağılımı düşünüldüğünden daha büyük olduğuna işaret etmektedir. Snow’un söylediklerine göre, “oldukça düşük üreme oranları elde edilmektedir. Fakat çevresinde sıçan kuyruğu bulunan akrlarca buğdaydan söz ettiğimizde, çok düşük olasılıklı bir olay dahi meydana gelebilir.” Eğer melezleşme yabani ot dağılımının böcekler tarafından doğal olarak kontrol edildiği yerlerde böceklere –dayanıklı sıçan kuyruğu yarattıysa, “sonuçta ortaya çıkan tek çeşit sıçan kuyruğu bu olabilir, ve bu olay da , zaten mevcut olandan daha büyük istilalarla sonuçlanabilir.” Bu konudaki eylemcilerin böceklere –dayanıklı et ürünlerini –Bacillus thuringiensis bakterisinden genler içeren –hedeflemelerinin bir nedeni bu korkulardır.

Birleşik Devletler’de transgenik mısırın büyük bir melezleşme riski arzetmesi muhtemel değildir çünkü yakın akrabaları yoktur. Fakat Meksika'da’ modern mısırın atası alabilecek yabani bitki olan teocinte bulunmaktadır.

Meksikalı çiftçiler biyolojik yapısı mühendislerce oluşturulmuş mısır ektikleri takdirde ne olacaktır? Bazı tarımsal çevre –bilimcilerin geleceğin mısır türeticileri için kıymetli genlerin bulunduğu muhtemel bir depo olarak gördükleri, teocintenin uygunluğu bu yeni genler tarafından etkilenebilirmi? Snow, “Şu anda sahip olduğumuz bilgilerle, bazı ürünleri men etmek için uzun –vadeli risklerin ne zaman yeterince ciddi olduğunu söylemek zordur" demektedir.

Çevre –bilimcilerin korkularının arkasında yatan, laboratuar tezgahı üzerinde DNA ile çalışan molekül buğdayların DNA’nın arazide nasıl davrandığını tanı olarak anlamadıkları inancıdır. İngiliz Ulusal Çevre Araştırma Konseyi'’in Virüsbilim ve Çevresel Mikrobiyoloji Enstitüsü'’den Rosemary S. Hails'’ göre, "transgenik organizmaların risk değerlendirmesi –çevre –bilimcileri, moleküler biydogları, bilimsel tarımcıları ve sosyologları içermesi gereken –çok-disiplinli bir konudur. Bunun yerine, şirketler transgenik ürünlerin serbest bırakılması hakkındaki kararları –genetik kodun çevresel etkenlerle etkileşim biçiminin tüm karmaşıklığını takdir etmek üzere eğitilmemiş olan –moleküler buydoglara havale etme eğilimindedirler.

Snow, “Yabani bir ot ne kadar hızlı yayılacaktır ?” diye sormakta ve, “bunu kimse gerçekten bilmemektedir. Bir bakıma, bu ürünler ergeç onaylanacak ve benim gibi insanlar da sonuçların ne olacağını inceleyecektir. Arkasından, işin sırrı ortaya çıktıktan sonra, bu teknolojiyi nasıl kontrol edebileceğimizi düşünebiliriz” demektedir.

 

Aç bir Dünya

Ortada bu riskler varken, neden bu kadar çok sayıda bilim adamı tarımsal biyoteknolojinin devam eden gelişimini desteklemektedir? Bir cevap ayrıkotu’dur. Ayrıkotu, striga cinsinden üç türün ortak adı olup, Afrika’nın büyük bir bölümünde tahıl ve bakterilerin kökleri ile beslenen bir parazit bitkidir. Kıtanın en önemli üç tahıl ürününü –darı, süpürgedansı, akdarı –vuran striga, Purdue Üniversitesi’nde bilimsel tarımcı olan Gebisa Ejeta’nın görüşüne göre, Afrika tarımının bir “musibeti” dir. Bu yabanotun kıtanın toplam tahıl hasatının yüzde 40’nı tahrip ettiği hesaplanmıştır –bu da dünyanın en aç yerlerini felç eden bir kayıptır. Biyolojik bir görüş açısından, Stniga büyüleyicidir. Kum tanelerinden daha küçük olan tohumları 20 yıl kadar uzun süre uykuya yatmakta yalnızca beslendiği bitkinin çıkardığı bir kimyasal tarafından tahrik edildiği zaman uyanmaktadır. Halen yeralatında bulundukları esnada bu parazit bitikiler haustorium olarak adlandırılan, kendilerini barındıran köklerin içine işleyerek besinleri çeken, kök-benzeri organlar husule getirmektedirler. Çok miktarda veya yüzlerce Striga bitkisi aynı konukçuyu vurabilmektedir. Ayrıkotu ergeç büyüyerek şirin pembe çiçekleri olan birbuçuk metre boyunda bitki tarlaları oluşturmaktadır, ancak o zamana kadar üzerinden beslendiği ürünleri çoktan mahvetmiştir. Her bitkinin 100 bini bulan tohum üretmesi nedeniyle, ayrıkotunun tamamen yok edilmesi olanaksızdır –Birleşik Devletler Karolina’daki bir tek küçük salgını ortadan kaldırmak için 40 yıl harcamıştır.

Ayrıkotunun yeni konukçulara hızla adapte olması nedeniyle Afrika’da kayıplar artmaya devam etmektedir. Bu parazit doğu Sudan’da süpürgedarısı yetiştirmeyi olanaksız hale getirdiğini de, çaresiz çiftçiler açık gri renkte akdarı yetiştirmeyi denemişlerdir. Başlangıçta akdarı bağışık durumdaydı, fakat birkaç yıl içinde ayrıkotu yeni ürünü de kırıp geçirmekteydi. Ejeta, “İnsanlar Striga nedeniyle gerçekten açlıktan perişandı” demektedir.

Ejeta ve Purdue’dan diğer birkaç bilim adamı Striga’nın filiz vermesi için gereken kimyasalları düşük seviyede üreten süpürgedarısı çeşitlerini özel olarak yetiştirmek için yıllar harcamışlardır. Ancak, International Maize and Wheat adına Kenya’da bir tarımsal araştırmacı olan Fred Kanampiu’ya göre parazit istilasına uğramış ekeneklerde ıslah edilmiş türleri bile “karşı duramadan aşıp geçecek”kadar nadas tohumu yoğunlukları bulunmaktadır. Kanampiu, “ Çözüm açıkça görülmektedir. Herbisitler ayırıkotunu öldürmektedir. Fakat, mühendis sıfatı ile herbisitlere –dayanıklı süpürgedarısı yetiştiremediğimiz takdirde, herbisitler ürünü de öldürmektedir.” Demektedir. Genellikle İspanyollardaki kısaltılmış CIMMYT adı ile bilinen ve merkezi Meksika’da olan Wheat Inıprovemeout Center (Uluslararası Darı ve Buğday İyileştirme Merkezi).

Çeviri:Cahit ZEREYCAN

(Sürecek)


BU HABERLE İLGİLİ DİĞER GELİŞMELER

Haber listemize üye olup tarım sektöründeki haberlere, geliştirici herkese açık tartışma platfomlarına katılabilirsiniz.
.
Mail adresinizi sol aşağıya yazın ve "Listeye Gir" butonuna tıklayın.
Karşınıza gelecek sayfadaki formu eksiksiz doldurun.

Powered by ListBot

ARAŞTIRMA

>> Araştırmacı Gözüyle / A.Nedim
>> NAZLICAN / Soyalı Ürünler

>>
Deli dana hastalığı, hayvansal
>> ürünler ve insan sağlığı

>> Biotek Çılgınlaşıyor-II






ANA SAYFAYA DÖN



 
Copyright©1996-2000 Cine-Tarım A.Ş. Her hakkı saklıdır. Cine-Tarım A.Ş.'nin yazılı izni olmaksızın hiçbir yazılı ve görsel malzeme kısmen ya da bütünüyle kullanılamaz.