YORUM



Ali Ekber YILDIRIM
Dünya Gazetesi

Çiftçi Sendikaları

Tarım sektöründe yıllardır örgütlenme eksikliğinden söz edilir. Aslında genel anlamda örgütler var.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği tarım sektöründeki en büyük örgüt. Türkiye'nin her köyünde delegesi olan yaklaşık 4 milyonu bulan üyesi ile dünyanın en büyük tarım örgütlerinden birisi.
Bir başka güçlü örgütlenme tarım satış kooperatifleri ve birlikleri. Özellikle ürün bazında güçlü bir yapıya sahip birlikler tarıma ve bulundukları bölgeye hizmet veriyorlar. Ege Bölgesi'nde pamuk, üzüm, incir, zeytin ve zeytinyağında Tariş, Çukurova ve yöresinde pamukta Çukobirlik, Antalya'da pamukta Antbirlik, Trakya'da ayçiçeğinde Trakyabirlik, Karadeniz'de ayçiçeğinde Karadenizbirlik, fındıkta Fiskobirlik, Malatya'da Kayısıbirlik, Güneydoğu'da Güneydoğubirlik ve Gapbirlik, Bursa'da Kozabirlik, Marmara'da Marmarabirlik, Ankara'da Tiftikbirlik, Nevşehir'de Taskobirlik, Isparta'da Gülbirlik faaliyet gösteriyor. Üreticinin sorunlarına sahip çıkan bu birlikler kendi alanlarında tarımsal sanayinin de öncüsü konumunda.
Ayrıca pancar üreticilerinin kurduğu Pankobirlik kendi alanında güçlü bir yapıya sahip. Hem üretici hem sanayici kimliği ile üretici ortaklarına destek oluyor.
Köylerde tarımsal kalkınma kooperatifleri ayrı bir tarımsal örgütlenme modeli olarak hizmet veriyor.
Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası, ülke geneline yayılmış şubeleri ile tarım sektörüne en duyarlı örgütlerden birisi.
Tarım Kredi Kooperatifleri, Köy-Koop, Türkiye Ziraatçılar Derneği, Ege Çiftçiler Derneği, Türkiye Veterinerler Birliği, Türkiye Tarımcılar Vakfı, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Holstein Yetiştiricileri Birliği, Tütün Platformu, Tütün Eksperleri Derneği, Adana Çiftçiler Birliği, sulama birlikleri ve daha birçok tarımsal örgüt var.
Bu kadar çok örgüte rağmen tarım sektöründe bunca sorun yaşanıyor ve tarım yeterince gündeme gelemiyorsa ciddi bir sorun var demektir.
Bizim gözlemlediğimiz kadarıyla bu örgütler arasında sağlıklı bir işbirliği, düzenli bir iletişim yok. Her kuruluş kendi çapında bir çaba gösteriyor ama güçlerini birleştiremiyorlar.
Şimdi bu örgütlere yeni bir halka ekleniyor. Çiftçi sendikaları. Aslında 1980 öncesinde Ege'de tütün üreticilerinin sendikası vardı. Ancak, 12 Eylül'ün gazabına uğradı ve kapatıldı.
Geçtiğimiz günlerde yine sendika kurma girişimleri Ege'den başladı. İlk olarak Manisa'nın Alaşehir ilçesinde 300 üzüm üreticisi, "Üzüm Üreticileri Sendikası'nı (Üzüm-Sen) kurdu.
İzmir'de ise, 455 kurucu üye tarafından Tütün Üreticileri Sendikası (Tütün-Sen) kuruldu. Üzüm Üreticileri Sendikası Girişim Sözcüsü Adnan Çobanoğlu ve Tütün Üreticileri Sendikası Girişim Sözcüsü Ali Bülent Erdem'in ortak görüşü aynı: "Amacımız,Türkiye'de yoksullaştırılan, tasfiye edilmesi istenen küçük ve orta üreticiliği korumak, haklarını savunmak."
Başından beri üretici sendikaları konusunda çaba gösteren Türkiye Tarımcılar Vakfı Başkanı Abdullah Aysu, sendikal örgütlenmenin gerekçelerini şöyle açıklıyor: "Birkaç yıldır sendika kurma çalışmalarını sürdürüyoruz. Çiftçi sendikalarının asıl amacı ürün alıcısı işletmelerin üretici ile yaptığı sözleşmelerde taraf olmak. Türkiye'de birçok üründe sözleşmeli üretim yaygınlaşıyor. Ancak alıcı firma karşısında üretimi yapan çiftçi güçsüz ve savunmasız kalıyor. Çiftçi sendikaları bu sözleşmelerde taraf olabilirse üretici için güvence olur."
Abdullah Aysu' nun verdiği bilgilere göre, Ege'de başlayan çiftçi sendikaları bu yıl içerisinde Gaziantep, Nevşehir, Ankara, Tekirdağ ve diğer merkezler de yaygınlaştırılacak ve daha sonra da bu sendikalar konfederasyon çatısı altında birleşecek.
Ancak, çiftçi sendikalarının önündeki en büyük sorun mevzuat altyapısı olacak. Çünkü uygulamadaki mevzuat, çiftçi sendikalarının kurulmasına yer vermiyor. Abdullah Aysu'ya göre mevzuat sendika kurulmasına yer vermiyor, ancak bu konuda bir yasaklama da yok.
Açıklamalardan anlaşıldığına göre, memur sendikalarının yaşadığı süreç çiftçi sendikalarında da yaşanacak. Önce sendikalar kurulacak sonra mevzuata uydurulacak.
Tarımda bunca örgüt, bunca kuruluş varken sorunlar çözülemediği gibi her geçen gün yeni sorunlar ekleniyor. Ülkeyi yönetenler tarım politikalarını IMF ve Dünya Bankası'nın çizdiği rotada götürmeye çabalıyor. Ülke gerçeklerine uygun politikalar üretilemiyor ve tarımda dışa bağımlılığı perçinleniyor.
Türkiye'nin 35 bini aşkın köyü var. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, bunlardan sadece bin tanesine "1000 Köye 1000 Tarım Gönüllüsü" projesi kapsamında maaşı sponsorlar tarafından ödenen mühendis ve veteriner göndererek sorunları çözeceğini sanıyor. Sponsorlar desteğini çekince ne olacağını kimse bilmiyor. Tarımın içindeki bu durumu görünce, Mustafa Kemal'in isim babası olduğu Köy Enstitüleri'nin yaptığı devrim, sağladığı başarı daha iyi anlaşılıyor. Ama birileri bunları görmezden gelmeye devam ediyor.


Kendinizi Mail listemize ekleyin sitemiz ve sektörle ilgili gelişmelerden sizide haberdar edelim.

 

YORUM

>> Sektör dernekleri ve TOBB / Kemal Erdoğan

>> Çiftçi sendikaları / Ali Ekber Yıldırım


 
ANA SAYFAYA DÖN
 

Copyright©1996-2000 Cine-Tarım A.Ş. Her hakkı saklıdır.
Cine-Tarım A.Ş.'nin yazılı izni olmaksızın hiçbir yazılı ve görsel malzeme kısmen ya da bütünüyle kullanılamaz.