YORUM
Ali
Ekber YILDIRIM
Bu Toprağın Sesi
Genel Yönetmenimiz Osman S. Arolat dünkü yazısında
mükemmel bir tespit yaptı: "Azgelişmiş ülkeler dünya haber
ajanslarında, darbelerle, trafik kazalarıyla, depremlerle, sel
baskınlarıyla, anormalliklerle yar alır. Ancak kötü olaylar haber
olarak kabul edilip yansıtılır."
Sayın Arolat'ın bu tespiti medyanın tarım sektörüne bakışını
çok güzel yansıtıyor.
Tarım sektörünün ulusal medyada yer alabilmesi için biber, domates,
patlıcan gibi ürünlerin fiyatının aşırı derecede artarak enflasyonu
körüklemesi gerekiyor. Ya da sel felaketi sonucunda insanların
ölmesi, seraların ya da tarımsal alanların tahrip olması lazım.
Hayvancılık sektörünün medyaya konu olması için de İngiltere veya
Amerika'da "deli dana" hastalığının ortaya çıkması beklenir.
Medyadaki bu genel duyarsızlığın, ilgisizliğin yanında gerçekten
duyarlı olanlar da var. Unutulmaz gazeteci Nezih Demirkent'in
Anadolu sevdası ile başlayan DÜNYA'nın bu konudaki duyarlılığı,
habercilik anlayışı okurların sadece 2003'te 8 ödülle taçlandırıldı.
Bugün size medyadaki bir başka duyarlı kaleyi anlatmak istiyoruz.
İçeriği adına yansıyan bir program: "Bu Toprağın Sesi."
Her sabah saat 8.30'da (pazartesi, çarşamba ve cuma canlı, diğer
günler bant yayını) TRT Gap kanalında yayınlanan "Bu Toprağın
Sesi" programı yaklaşık 14 yıldır tarım kesimine düzenli
olarak ulaşıyor. Tarım kesiminin her sorununa duyarlı, ilkeli
ve çok saygın bir program. Turgay Bostan, Nilgün Aydoğan, Gamze
Başer, Nilgün Şandır, Zakir Memişoğlu, Selim Peksarı, Nesli Güleraşık,
Betül Öner ve daha bir çok ismin hazırladığı 1997'den beri Esin
Cavlak tarafından sunulan "Bu Toprağın Sesi" üreticiye
eğitimden sağlığa, üretim tekniklerinden, pazarlama konularına
kadar her alanda bir okul gibi hizmet veriyor.
Tarım Bakanlığı'nın binlerce çalışanı trilyonlarca liralık bütçesi
ile yapamadığını bu bir avuç insan idealleri peşinde koşarak gerçekleştiriyor.
Türkiye'de tarımda neler olup bittiğini öğrenmek istiyorsanız,
yediğiniz tarımsal ürünleri size kimlerin hangi şartlarda ürettiğini
ve Anadolu insanının yaşamını görmek istiyorsanız mutlaka bu programı
izlemenizi öneriyoruz. Diğer televizyon kanallarında, gazetelerde
bulamayacağınız bir çok konunun Bu Toprağın Sesi'nde tartışıldığını
göreceksiniz. Çok yeni bir örnek verelim.
Türkiye yeni yılın ilk günlerine ihracattaki rekor artışın sevinci
ile girdi. Tüm ekonomik sıkıntılara rağmen üretim yapan, ürettiğini
ihraç ederek bu ülkeye döviz kazandıranlara herkesin şapka çıkarması
gerekir. İhracatçılar bu başarıları ile ne kadar övünseler azdır.
Medyada bu başarı bütün yönleri ile yer aldı.
İhracat dış ticaretin önemli bir ayağı. Diğer ayağı ise ithalat.
Ülkeyi yönetenler ihracattaki başarıyı sahiplenirken ithalattaki
rekor artışı gözardı ediyorlar. Nedense ithalattaki rekor artışlar
pek tartışılmıyor, konuşulmuyor.
Tarım sektörünün en önemli konularından birisi olan dış ticareti
"Bu Toprağın Sesi" geçtiğimiz pazartesi gündeme getirdi.
Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan Müsteşar Yardımcısı Ömer Faruk Doğan,
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı APK Pazarlama ve Dış Ticaret Daire
Başkanı Veli Bostancı, Karadeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar
ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İhsan
Fatoğlu katıldı.
Bizde İzmir'den telefonla katıldık.Tarımda dış ticaret gerçeği
bütün yönleri ile tartışıldı. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın ocak-eylül
dönemi karşılaştırıldığında 2002'de 2 milyar 685 milyon dolar
olan tarımsal ürünler ihracatı 2003'te 3 milyar 351 milyon dolara
ulaştığı görülüyor. Bu gerçekten sevindirici. Bu önemde 3 milyar
106 milyon dolar olan tarım ürünleri ithalatı 3 milyar 987 milyar
dolara ulaştı. Yani tarımsal ürün ihracatı 666 milyon dolar artarken,
ithalat 881 milyon dolar artış gösterdi.
Sadece ithalat rakamlarına bakarak karamsar bir tablo çizmek
ne kadar yanlış ise, ihracat rakamlarını övünç kaynağı yaparak
ithalattaki artışı gözardı etmek de o denli yanlış olur.
Burada asıl unutulmaması gereken nokta, nüfusunun yüzde 50'ye
yakını, istihdamın yüzde 35.6'sı tarımdan beslenen Türkiye'nin
tarımsal potansiyelini değerlendirememiş olmasıdır. Ülke kaynakları
verimli kullanılabilse Türkiye ithal ettiği bir çok tarımsal ürünü
rahatlıkla üretebilir. Ancak gizli bir el bu kaynakların verimli
kullanımını adeta engelliyor.
Bunu görmek için tarımı iyi bilmek, tarımı iyi tartışmak gerekiyor.
Bunun için "Bu Toprağın Sesi"ne kulak vermek önemli.
|