YORUM

Kemal ERDOĞAN


Suyun Gözüne / Tarım Paydaşları Ağı ve Beklentiler

Devletin görevi tarımın paydaşlarından oluşan sorunun gerçek sahipleriyle, bir iletişim kurup, etkileşim yaratıp, bu platformun devamlılığı ve iyi çalışmasının denetçiliğini yapmasıydı.

Bugüne kadar bu anlamda tarım ve gıda sektörünü, ihracatçıyı kaynaştıracak bir çatı organizasyonu kurulamadı. Bu görüşü paylaştığımız bazı kamu ve siyasi kişiler bu talebin yada birleştiricilik rolünün devletin görevi olmadığını, bu talebin sivil veya özel sektör tarafından geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğini ancak bu koşullarda başarılı olabileceği görüşünü savunanlar da vardı.

Özel sektör veya sivil toplum kurumlarından biraraya gelen çatı organizasyonları devlet katında tanınmak, onaylanmak, karar paylaşımında etkili olmak istiyorlar. Devletin bugüne kadar olan yaklaşımı, paydaşları dinleyip herkesi memnun edecek sentez kararlar çıkarmak yönünde. Bunun her zaman sentez sonuçları değil özellikle seçim döneminde üreticilere yönelik seçim sonrası ise sanayiye yönelik kararlar çıktığını biliyoruz.

İçinde olduğumuz durum Sayın Süleyman Demirel'in "bu ülke yönetilemez idare edilir" sözünün doğruluğunu düşünmeye zorluyor bizleri.

Tarım ve gıda sektöründe yönetilmek yerine idare edilmenin bedellerini çok ağır faturalar ile ödeyip artık akıllandığımız ümidini içimde hep saklı tutuyorum.

Herkesin "yeni" den değişmekten bahsettiği "AB" nin önümüze koyduğu değişimin somut yol haritası kimlerin neler yapacağı hangi sorumlulukları taşıyacağı denetim ve yaptırım mekanizmalarının nasıl işleyeceğinin tarifleri var elimizde. Üzerinde hızla çalışıyor bir yandan da bu ödevlerin bazılarını yapıyoruz.

Bir AB zoru ve itici gücü sayesinde değişir gibi değişmemeye direniyoruz.

Her sivil toplum örgütü önce kendi bahçesini düzeltmek zorunda devletten beklediğimiz denetimi dilimler halinde bu sorumlulukları alarak sivil toplum gelişimin tetikleyicisi olmak zorunda. Bu bölümde başarılı olamıyoruz, sivil toplum örgütleri kendi kurumları içindeki kurallara uymayan üyelerini denetleyip yaptırım uygulamada çekingen ve pasif kalıyor. Benim içimdeki sorunları, sorunlu kurumları devlet denetlemeli görev onun deyip sorumluluk almaktan kaçıyor.

Birbiri ile eşgüdüm içinde gitmesi gereken projeler açık denizdeki yelkenliler gibi bir başına ilerliyorlar. Türk tarımını kayıt altına alacak dört ayrı bölümden oluşan, Tarım Reformu (ARIP) projesi, Vizyon 2023, Eurogap, Haccp, Üretici Birlikleri yasası, çok önemli projeler birbirinden bağımsız farklı kurumlar tarafından yürütülüyor. Yapılan koordinasyon çalışmaları iletişim düzeyini etkileşim boyutuna çekemiyor.

Ağ yapılanması, paydaşlık, karşılıklı bağımlılık anlayışını pekiştirmeye bu algılamayı paydaşlara benimsetmeye odaklı "Tarım Paydaşları Ağı Kongresi" bu birleşmelere, bu fikre yatkın insanların yapabilecekleri işbirliklerini bakalım ne ölçüde tetikleyebilecek.

 

Kendinizi Mail listemize ekleyin sitemiz ve sektörle ilgili gelişmelerden sizide haberdar edelim.

 

YORUM

>> Suyun gözüne/ Tarım Paydaşları Ağı ve beklentiler - Kemal Erdoğan

>> AB Tarımda reform değil "takiyye" yaptı / Ali Ekber Yıldırım

>> Avrupa'da tarım desteklemesi değişiyor / Deniz Gökçe


 
ANA SAYFAYA DÖN
 

Copyright©1996-2000 Cine-Tarım A.Ş. Her hakkı saklıdır.
Cine-Tarım A.Ş.'nin yazılı izni olmaksızın hiçbir yazılı ve görsel malzeme kısmen ya da bütünüyle kullanılamaz.