YORUM
A.
Ekber YILDIRIM
Çiftçiye Mazot
İndirimi "Adaletsiz" Olacak
Son yıllarda siyasi partiler kırsal kesimin oylarını almak için
en çok "üreticiye ucuz mazot" sözünü kullandılar. Hemen
her partinin programında, seçim bildirilerinde "ucuz mazot"
sözünün olması bir tesadüf değil. Özellikle IMF ve Dünya Bankası'nın
tarım politikalarına yön vermesiyle başlayan süreçte çiftçi ürettiği
ürünü değerinde satamazken maliyetleri çok hızlı bir şekilde yükseldi.
Tarımsal desteklerin kaldırılmasıyla üretici mazot alamaz duruma
geldi. Böyle bir ortamda da "ucuz mazot" sözü çok kolay
oya dönüşebiliyor.
AKP de seçimde "ucuz mazot" vaadini çok kullandı. Bunu
seçim beyannamesine, hükümet programına koydu.
Yıllardır söylenen ancak bir türlü gerçekleştirilmeyen "ucuz
mazot" uygulaması nihayet yaşama geçiriliyor. Üreticiye böyle
bir desteğin sağlanmasının elbette olumlu yansımaları olacaktır.
Çiftçiye 670 trilyon liralık bir kaynak aktarılması öngörülüyor.
Önemli olan bu kaynağın tarımda kaliteli ürün üretimine ve verimliliğe
katkı sağlaması. Üretim planlamasında bir araç olmasıdır.
Ancak uygulanmak istenen sistemle bu amaçların gerçekleşmesi olanaklı
değil. Çünkü, AKP hükümeti mazot indirimini tarım sektörüne destek
olmasından öte başbakanları Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği "söz
yerine gelsin" mantığı ile konuya yaklaşıyor. Genellikle
de düzenlemeler yapılıyor, kararname çıkarılıyor ancak üreticinin
cebine giren para yok.
Hatırlarsanız, Recep Tayyip Erdoğan "söz verdi" diye
Abdullah Gül başkanlığındaki 58. Hükümet fındık fiyatını 1 milyon
615 bin liradan 2 milyon liraya çıkardı. Buna ilişkin kararname
çıkarıldı ve doğrudan gelir desteği kayıtları esas alınarak üreticiye
fark ödemesi yapılacaktı. Aradan aylar geçti daha hiçbir fındık
üreticisi bu farkı alamadı.
AKP hükümeti aynı verileri esas alarak mazot indirimini sağlayacağını
ifade ediyor. Söz konusu veriler sağlıklı olmadığı için mazot
indiriminde de ciddi bir adaletsizlik yaşanacaktır. Bu verilere
kısaca bakalım:
1- Mazot indiriminden 2002 yılında doğrudan gelir desteği almak
için başvuran çiftçiler yararlanacak. Dolayısıyla Türkiye'deki
yaklaşık 4 milyon üreticiden ancak yarısı bu indirimden yararlanabilecek.
2- Mazot indirimi ürün bazında ve verimliliğe göre değil, doğrudan
gelir desteği almak için başvuran herkese ödenecek. Mazot indiriminden
küçük çiftçi yararlanamayacak. Çünkü 50 dekarın altında toprağı
olan çiftçiler doğrudan gelir desteği için başvurmadılar.
3- Ortalama dekar başına 8 litre mazot kullanıldığı hesaplanarak
bu indirim yapılacak. Halbuki pamukta dekar başına 30 litre, buğdayda
15 litre, ikinci ürün soya ve mısırda 22 litre mazot kullanılıyor.
Zeytin, fındık ve diğer ürünlerde bu oranlar daha düşük.
4- Toprağı olup da tarımsal üretimde bulunan ancak SSK ve Emekli
Sandığı kapsamında olanlar doğrudan gelir desteği kayıtlarına
alınmadığı için onlarda bu indirimden yararlanamayacak. Köy ve
kasbaların hatta kentlerin bile iç içe olduğu dikkate alınırsa
bu kapsamda olan binlerce üretici bu indirimden yararlanamayacak.
5- Çiftçilik büyük oranda "kiracı" tarafından yapıldığı
için gerçekte üretim yapan değil, mal sahibi desteklenecek.
6- 2002 yılı kayıtları esas alınarak ödeme yapılacağı için bu
yıl üretim yapmayanlarda destekten yararlanacaklar.
Halbuki, ürün bazında bu destekleme yapılması durumunda hem ürün
bazında kayıt sisteminin yerleşmesi sağlanacak, hem de ürün desenini
yönlendirmede bir araç olarak kullanılabilecek. Yani arz fazlası
olan ürüne de, arz açığı olan ürüne de aynı desteği verirseniz
üretimdeki çarpıklık sürecektir. Bir örnekle açıklarsak, fındıkta
üretim fazlası var. Yıllardan beri taban arazide fındık üretiminin
azaltılması hedefleniyor. Mazot çok az kullanılmasına rağmen taban
arazide üretim yapan fındık üreticisi mazot indirimi ile teşvik
edilecek. Pamukta ise iç üretim yetersiz olduğu için yılda 500
bin tona yakın pamuk ithal ediliyor. Mazot kullanımının en yoğun
olduğu pamuk üretimine de aynı desteği verirseniz bir yanlışlık
var demektir. Bir yanda üretimini azaltmaya çalıştığınız ve mazot
kullanımı yok denecek kadar az olan fındık üretimi, diğer tarafta
üretimini artırmak zorunda olduğunuz ve mazotun yoğun olarak kullanıldığı
pamuk üretimi, ikisini de aynı oranda desteklerseniz bir adaletsiz
uygulama ortaya çıkar.
Kararnamenin çıkış tarihindeki mazot fiyatı sabitlenerek bu indirim
uygulanacak. Şu sıralar mazotun litresi 1 milyon 400 bin lira.
İndirim bu fiyat üzerinden uygulanacak. Bir yandan mazota yapılacak
zamlar bu indirimi alıp götürecek bir yandan da indirimden öncelikle
yararlanan üreticilerle sonradan yararlanacak üreticiler arasında
adaletsizlik yaşanacak.
AKP hükümeti döneminde tarıma çok büyük destekler yapılıyormuş
gibi sunuluyor. Burada da bir yanlışlık var. Kağıt üzerinde kararlar
alınıyor ama ödemeler yapılamıyor.
- 2002 yılı doğrudan gelir desteğinin 1.1 katrilyon liralık bölümü
ödenmedi.
- Fındık üreticisine ödenecek 100 trilyon liralık fiyat farkı
ödenmedi.
- Pamuk, soya, ayçiçeği, kanola, zeytinyağı üreticisine 2002 üretim
yılı için 264 trilyon liralık destekleme primi bütçede yer verilmesine
rağmen ödenmedi.
Bu örnekler apaçık ortada iken mazot indiriminin hemen ve zamanında
ödenebileceğine kimse inanmıyor. Çünkü bu ödeme için bütçeye konulan
bir ödenek yok. Vergi barışından sağlanan kaynaktan ödeneceği
ifade ediliyor.
Umarız çiftçiye indirimli mazot uygulaması da yeni bir "takiyye"
olmasın. Çünkü çiftçinin üretimini sürdürmesi için gerçekten desteğe
gereksinimi var.
|
YORUM
>>
Olmayan neydi?
/ Kemal Erdoğan
>>
Çiftçiye
mazot parası / Güngör Uras
>>
Çiftçiye
mazot indirimi "adaletsiz" olacak / A. Ekber Yıldırım

ANA
SAYFAYA DÖN
|