ARAŞTIRMA

Prof. Dr. Sedat Velioğlu
Ank. Üni. Zir. Fak. Gıda Bölümü
İnkalardan
günümüze
Patates
Patates, farklı toprak ve iklim koşullarına uyum
sağlamış bir bitki olması nedeniyle dünya üzerinde çok geniş bir
coğrafyada üretilmektedir. Dünya'da yıllık patates üretimi 300
milyon tondur ve en önemli patates üreticileri Rusya, Polonya,
ABD, Çin ve Almanya'dır. İnsan beslenmesinde pirinç, buğday ve
mısırdan sonra 4. önemli üründür. Patatesin orijininin Güney Amerika
olduğu bilinmektedir. İnka'ların patates ürettikleri ve bunları
depoladıkları, depoya patates taşıyan kadınları gösteren mağara
resimlerinden anlaşılmaktadır. Günümüzde üretilen patatesin özellikle
Peru ve Bolivya'daki yabani türlerden gelişmiş olduğu düşünülmektedir.
İspanyolların Peru'yu fethinden sonra patates önce İspanya'ya
gelmiş, 1500'lü yılların sonlarına doğru İngiltere'ye geçmiş,
oradan da 16. yüzyılın içerisinde tüm Avrupa'ya yayılmıştır. Van
Gogh'un ''Patates Yiyenler (1885)'' adlı tablosundan 19. yüzyılda
patatesin Avrupa'lıların diyetinde önemli ve yaygın yeri olan
bir ürün olduğu sonucu çıkarılabilir.
Patates, domates, biber, patlıcan, tütün gibi bitkilerle aynı
familyada (Solanaceae) yer almaktadır. Patatesin eti beyaz veya
sarı olmakla birlikte pembe, kırmızı hatta mavi olan çeşitler
de vardır. Patateste et rengini tanımlayan yalnızca 1 tek gen
vardır ve bu gen modifiye edilerek istenen sarılık düzeyi elde
edilebilmektedir. Patates her ne kadar soğuk iklim ürünü ise de
dona ancak orta derecede dayanabilmektedir. Maksimum ürün elde
edilebilmesi için sıcaklığın 15-18 0C olması tercih edilmektedir.
Patateste dış kalite kriterleri denilince yumrunun şekli ve boyutu,
gözeneklerin derinliği, kabuk kalitesi, kabuk ve et rengi ve yeşillenmeye
olan eğilim anlaşılmaktadır. İç kalite kriterlerinin başında kimyasal
yapı ve dolayısıyla besleyici değer gelmektedir. Bunu duyusal
kalite, mekanik ve fizyolojik zararlanmalar izlemektedir.
Gelişmiş ülkelerde patatesin önemli bir bölümü değişik şekillerde
işlendikten sonra tüketilmektedir. Patatesin endüstriyel olarak
işlenebilmesi için tekstürünün ve yoğunluğunun belli düzeylerde
olması şarttır. Ayrıca patatesin kuru maddesinin önemli bir kısmını
oluşturan nişastanın, patatesin hücresel yapısının ve pigmentlerinin
belli niteliklere sahip olması gereklidir. Aksi takdirde kaliteli
bir ürün elde edilmesi olanaksızdır.
Patates asıl olarak bir karbonhidrat kaynağıdır, yani vücuda
enerji sağlayan bir gıdadır. Patatesin kuru maddesinin % 62-92'si
karbonhidratlardan kaynaklanır ve bunun da % 90'dan fazlası nişastadır.
Yapıda az miktarda şeker bulunur. Depolama sürecinde nişastanın
bir kısmı şekere dönüştürülür ve bu şeker solunumla harcanır.
Patatesteki protein miktarı çok önemli olmamakla birlikte bu proteinin
kalitesi, yani biyolojik değeri yüksektir. Patates proteininin
daha da yüksek kaliteli olmasını engelleyen faktör kükürtlü amino
asitlerin (metionin ve sistin) çok sınırlı olmasıdır. Patatesin
yağ içeriği çok azdır, bu nedenle diyette yağ alınmaksızın enerji
alımı istendiğinde patates iyi bir kaynak oluşturur. Gene patates
iyi bir demir ve magnezyum kaynağıdır. Ayrıca sütte eksik olan
bazı mikromineraller açısından iyi bir kaynak oluşturur. Patatesteki
potasyum miktarı yüksek, buna karşın sodyum miktarı düşüktür.
Bu olgu, özellikle yüksek tansiyon problemi olan kişilerin beslenmesinde
çok olumlu bir özelliktir. Patates, C ve B vitaminleri açısından
da önemli bir kaynaktır, ancak pişirme sıcaklık ve süresine bağlı
olarak C vitamini kaybı artmaktadır. Patatesin vitamin içeriği
ve bunun pişirme süresinde korunması özellikle çeşit, yetiştirme
sırasındaki iklim koşulları ve depolama koşullarına bağlıdır.
Depolamada ideal sıcaklık 6 0C'dir.
Patates tüketiminde dikkat edilecek en önemli nokta, patatesin yeşillenmemiş
olmasıdır. Patates, elma, patlıcan ve şeker pancarının yapısında
doğal olarak solanin adı verilen bir madde bulunmaktadır. Bu madde
vücuttaki asetilkolinesteraz enzimini inhibe etmesi nedeniyle toksiktir.
Patateste normalde 2-13mg/100g düzeyinde solanin bulunmaktadır ve
bunun da çok önemli bir kısmı soyulan kabuklarla birlikte atılmaktadır.
Taze ağırlık üzerinden 20mg/100g'lık miktarların alımının sağlık
açısından bir sakıncası olmadığı bilinmektedir. Ancak solanin, özellikle
olgunlaşmamış, zedelenmiş, uzun süre depolanmış ve ışık etkisinde
kalarak yeşil renk kazanmış patateslerde 50mg/100g gibi yüksek düzeylere
ulaşabilir ki böyle yüksek düzeylerde solanin içeren patateslerin
tüketimi risk oluşturur.
Patatesin kimyasal yapısı genel olarak çeşit, depolama koşulları,
toprağın sulanma ve gübrelenme durumu ile ilgilidir. Ancak ortalama
olarak 100 gram taze patates 80 gram su, 18 gram karbonhidrat,
2.1 gram protein, 0.1 gram yağ ve 0.1 gram vitamin ve mineral
içermektedir.
Patatesin en çok işlendiği iki ürün patates cipsi ve dondurulmuş
parmak patatestir. Bunların yanı sıra çok değişik dondurulmuş
patates ürünü de gelişmiş ülkelerin marketlerinde yer almaktadır.
Ayrıca granül (un), pulcuk ve küp şeklinde kurutulmuş patates
ürünleri de daha ileri gıda ürünlerinin işlenmesinde kullanılmaktadır.
Garnitür sebze konservelerinde de küp şeklinde doğranmış patates
bileşimin önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
|
|