YORUM


Buğday üreticisi perişan, un sanayicisi vergi rekortmeni

Ali Ekber Yıldırım Dünya Gazetesi

Buğday bir çok yönüyle toplumun her kesimini ilgilendiren bir ürün. Her şeyden önce temel gıda maddesi ekmeğin ham maddesi. Bu nedenle dünyada buğday stratejik bir ürün olarak kabul edilir.

Son yıllarda gıda güvenliği, insan sağlığı gibi konular ön plana çıkınca buğdayın önemi daha da arttı.
Türkiye'nin yıllık buğday üretimi 18 milyon ton ile 21 milyon ton arasında değişmekle birlikte yıllık ortalama 20 milyon ton civarında. Üretimde çok ciddi değişiklikler yok. Ancak son yıllarda buğday politikalarında ciddi değişiklikler var.
Uluslar arası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın dayatmalarıyla tarımda destekleme politikaları değiştirilirken 1938'den beri faaliyet gösteren Toprak Mahsulleri Ofisi'ne de yeni bir rol biçildi. Bu rol gereği TMO eskisi gibi fazla buğday almayacak. Piyasada düzenleyici olacak. Bu rolü yerine getirmek için ise Bakanlar Kurulu tarafından bir kararname ile "yetkili" kılınacak. Bu yetkiye dayanarak TMO kendi alım fiyatını ve satış fiyatını ve satış fiyatını açıklayacak. 2000 ve 2001'de bunun ilk uygulamaları yapıldı. Ancak her iki yılda da fiyatları Bakanlar Kurulu belirledi. Bu yıl ilk kez TMO kendi fiyatını açıkladı. Devlet Bakanı Kemal Derviş, yüzde 35 enflasyon hedefinin aşılmamasını istedi. Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Göklalp ise bir anlamda TMO'ya fiyat dikte etti.Önceki günkü basın toplantısında "durum buğdayı" 210240 bin liradan, ikinci grup ekmeklik buğday 210235 bin liradan tüccar tarafından alınıyor ve üretici bu fiyatlardan memnun" diyerek açıklanacak fiyatı bir anlamda açıkladı. TMO da buna uygun olarak buğdayın fiyatını 230 bin lira olarak açıkladı.
Fiyat belirlenirken kriterler belli ve bu kriterler arasında üretim maliyeti yok.
TMO'nun aldığı buğday miktarı toplam üretimle oranlandığında pek de yüksek rakamlar değil. Son 5 yıllık verilere bakıldığında TMO, 1997'de Türkiye'nin toplam 18 milyon 650 bin tonluk buğday üretiminin 3.4 milyon tonunu, 1998'de 21 milyon tonluk buğdayın 5.2 milyon tonunu, 1999'da 18 milyon tonluk buğdayın 5.2 milyon tonluk üretimin 4.2 milyon tonunu, 2000'de 21 milyon tonun 2.9 milyon tonunu ve geçtiğimiz 2001 yılında da 19 milyon tonluk üretimin 1.4 milyon tonunu aldı. Bu sene ise TMO'nun alacağı buğdayın 1 milyon ton seviyesinde olması bekleniyor.
Buğdayın çok önemli bir kısmını piyasa aktörleri olarak adlandırılan "aracıkomisyoncu tüccar ve sanayici" alıyor. Bu piyasa aktörleri buğday fiyatının belirlenmesinde eskiye göre çok daha aktifler. Buna karşılık buğday üreticisi örgütsüz ve güçsüz. Elindeki buğdayı en kısa zamanda paraya çevirmek zorunda. Hasat mevsimi ile birlikte hazirandan başlayarak iki ay içerisinde buğdayı elinden çıkarmak zorunda kalıyor. Üreticinin elindeki buğday kısa sayılacak bir sürede piyasa aktörlerinin eline geçiyor. İşte sorun da burada başlıyor. Buğday üreticinin elindeyken fiyatı çok düşük. Ama buğday üreticiden çıktıktan sonra çok hızla yükseliyor. Bu yükselmenin sonucu da tüketici olarak toplumun her kesimi çok pahalıya ekmek istiyor.
Hasat mevsimi yaklaşınca piyasa aktörleri tarafından buğdayın fiyatı bilinçli olarak düşürülüyor. Bunun için somut bir örnek verelim.
10 Nisan 2002 Edirne Uzun Köprü Borsası'ında buğday 250 bin lira ile 280 bin lira arasında işlem görüyor.
25 Nisan 2002 aynı borsada buğdayın fiyatı 225 bin lira ile 267 bin lira arasında işlem görüyor.
24 Mayıs 2202 aynı borsada buğday 200 bin lira ile 249 bin lira arasında işlem görüyor.
10 Haziran 2002 aynı borsada buğdayın işlem gördüğü fiyat 185 bin lira ile 200 bin lira arasında.
Haziran ayı hasadın başladığı ay. 10 Nisan'dan 10 Haziran'a kadar geçen sürede buğday fiyatı nasıl oluyor da 80 bin lira değer kaybediyor. Piyasa şartlarına göre hasat öncesi ürünün az olması nedeniyle fiyatın daha yüksek olması gerekmez mi?
Buğdaydaki bu fiyat gelişiminden sonra bir de un sanayii yönüyle bakalım.
Un Sanayicileri Derneği'nin 24 Mayıs 2002 günü İzmir'de Devlet Bakanı Tunca Toksay'a sunduğu rapora göre, Türkiye'de tespit edilen 1091 un fabrikası var. Unda ülke ihtiyacının üç misli kapasite var. Yani 35 milyon tonluk buğdayı işleyecek un kapasitesi var. Dolayısıyla un fabrikaları yüzde 3040 kapasite ile çalışırlar.
Yukarda buğday fiyatlarını verdiğimiz Edirne ilimizde 2001 yılı vergilendirme döneminde en çok kurumlar vergisi veren ilk 13 mükellefin 7'si un imalatçısı. Başka bir deyişle buğday üreticisi üretim yapamaz durumda ama un sanayicilerimiz vergi rekortmeni.
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Genel Başkanı Halil İbrahim Balcı, geçen hafta bir açıklama yaptı: "Ekmeğe dört ay zam yok" . Yani buğdayın en ucuz olduğu 4 aylık sürede ekmeğe zam yok. Buğday üreticiden çıktıktan sonra fiyatı tırmanışa geçecek ve fırıncılar muhtemeldir ki şöyle bir açıklama yapacaklar: "Un fiyatlarındaki aşırı artış nedeniyle zam istiyoruz".
Bu tablodan çıkan sonuç bize şunu gösteriyor. Buğday üreten üretici, ekmek tüketen tüketici kaybederken birileri hep kazanıyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir. Bu yanlışa son verilmezse bir çok ürende olduğu gibi buğdayda da dışa bağımlı hale geliriz. Çünkü üreticinin buğday üretme maliyetleri buğdayı sattığı fiyatların üzerinde.



 


BU HABERLE İLGİLİ DİĞER GELİşMELER

Kendinizi Mail listemize ekleyin sitemiz ve sektörle ilgili gelişmelerden sizide haberdar edelim.

 

YORUM

>> Tarım çıplak / Kemal Erdoğan

>> Un sanayicisi vergi rekortmeni buğday üreticisi perişan / A. Ekber Yıldırım

>> Tarıma özel önem / Burhan Özfatura



 
ANA SAYFAYA DÖN
 
Copyright©1996-2000 Cine-Tarım A.Ş. Her hakkı saklıdır.
Cine-Tarım A.Ş.'nin yazılı izni olmaksızın hiçbir yazılı ve görsel malzeme kısmen ya da bütünüyle kullanılamaz.