SEKTÖREL
Tarımda
kalite sistemi kurulması-1
Her sektördeki
yeni arayışlar tarımsal kesim içinde geçerli
olmaktadır. Günümüzde gelişmeye bağlı
olarak insanları isteklerinin daha çok dikkate
alınmasını gündeme getirmiştir. Eskiden tarımsal
üretimde üretilen ürünün miktarının arttırılması
önemli iken artık üretilen üretimin kalitesi
ve bu kaliteyi kurmada kullanılan sistemin gelişmeye
yönelik hususlar içermesidir.
Bu yazı
dizisinde tarımda kalite kurulmasına yönelik
olarak yapılması gereken işlemler kalite mantığı
çerçevesinde ortaya konulmuştur. İlk yazıda
kalite konusu ele alınarak toplam kalite
sistemine geçiş ele alınmıştır.
Gelişen
teknoloji insan yaşantısında yeni değişiklere
neden olurken,üretim kaynaklarının yapısında
da yeni yeni uygulamaların girmesine neden
olmaktadır. Bu uygulamalarda temel prensip olarak
verimlilik ön plana alınırken, verimliliği
etkileyen tüm parametrelerin ele alınmasını gündeme
getirmektedir.
Öte
yandan çağımızda değişim olayları sıkça
rastlanmakta ve her gün karşımıza çok farklı
boyutlarda çıkabilmektedir. Şüphesiz bu konuda
ülkeler arasındaki sınırların bir bakıma
kaldırılması yani globalleşmenin büyük
etkisi olmaktadır. Globalleşme beraberinde
rekabeti getirmektedir. Rekabet edebilmek içinde
çeşitli yöntemlerden yararlanılmaktadır.
Bunlardan biride kalitedir.
KALİTE
VE KALİTE SİSTEMLERİ
Kalite
kavramı,net bir tanıma sahip değildir. Ancak
bakış açılarına bağlı olarak kalite tanımında;felsefi
tanım,müşteri bazlı tanım,ürün bazlı tanım
ve üretin bazlı tanımlarla karşı karşıya
kalabilmekteyiz.
Felsefi
tanım içinde kalitenin bir düşünce yada madde
olmadığı ancak ne olduğu bilinmesi olarak açıklanırken,genelde
müşteri bazlı tanımda ihtiyaçların karşılama
yeteneği olarak bilinmektedir .Ürün bazlı tanımda
ise;içerik yada yaklaşımların kalitesindeki
kantitatif farklar olarak tanımlanırken,üretim
bazlı tanımda kalite ilk seferde doğrusunu
yapabilme ve isteklere uygunluk olarak ele alınmaktadır.
Kalite
temelde nasıl tanımlanırsa tanımlansın,uygulama
alanı işletmelerin yapıları üzerinde olmaktadır.
Uygulamaya bakıldığında çok farklı işletme
yapılarıyla karşı karşı kalınmaktadır. Tarımsal
uygulamaların çok çeşitli oluşu bu işletme
yapılarının da çok çeşitlenmesine etkili
olmaktadır. Bazen aile işletmesi bazen çiftlik
bazında işletmeler bazen de büyük işletmeler
gündeme gelmektedir.
Ancak
unutulmaması gereken nokta işletme ne tipte
olursa olsun amaç kar etmektir .Kar etmeninde
temel şartı bulunduğu alandaki pazarda pay
sahibi olabilmesidir. Örneğin bir süt
işletmesi
bulunduğu süt sektörü içersinde oluşan
pazarda önemli bir paya sahip olabilmelidir.
Pazarda pay sahibi olabilmek içinde o işletmenin
diğer işletmelerle rekabet edebilmeye bağlıdır.
Rekabet için üç unsur bulunmaktadır. Bunlar;
kalite, fiyat ve zamandır.
Ürün
kalitesi arttıkça müşterinin ödeme gücünün
zorlanmasına karşın,müşteri için zamanında
teslimat ve üretim hızı ön plana çıkmaktadır.
Aynı şekilde kalite açısından üretimin
etkinliği ve yeteneğini öncelikle ele alınırken
bu konuda mühendislik açısndan belli bir sürecin
işlemesine neden olunmaktadır.
Bu sürecin
başlangıcında tarımsal işletmede kaliteyi oluşturarak
rekabetin gerçekleştirilmesinde önemli olan
sorunların tanımlanması yapılmakta,üretimden
satışa kadar ki aşamalarda araştırma ve geliştirme
yapılabilecek unsurların ortaya konulması
hedeflenmektedir. Burada önemli olan bu süreç içersinde
müşteri istek ve beklentilerinin de dikkate alınmasıdır.
Müşteri istek ve beklentileri ise müşteri
anketleri odak grupları ve değişik müşteri değerlendirmeleriyle
kalite için gerekli tüm fonksiyonların geliştirilmesi
ve üretime hemen aktarılmasının yapılmasıdır.
Öte
yandan kalite her ne kadar insanlık tarihi
boyunca insanlığın bir iş parçası olmuşsa
da kavram olarak kontrol ile birlikte başlamıştır.
Diğer işetmelerde olduğu gibi tarımsal işletmelerde
müşterilerine hatasız ürün verebilmek ve
geleceğe yönelik olarak pazarlarını
koruyabilmek amacıyla kalite kontroluna önem
vermişlerdir.
Bu yöntemde
ürün elde edildikten sonra muayene ve test işlemleri
yapılmaktadır. Bu işlemlerde istenen özellikteki
ürün dışındakilerin ayıklanması bir başka
amaçla değerlendirilmesi yapılırken işletmeye
maliyet artışı getirmekte,müşteriye pahalı
ürün şeklinde yansımasına neden olmaktadır.
Bu uygulamada üretim sisteminin ve proseslerin
geliştirilmesi söz konusu olmadığından bazı
kusurlarında oluşmasına engel olunamaktadır.
Oysa
kalite sisteminde temel hedef üretilen ürün üzerinde
olmamalı bunun yanında bu ürünün üretiminde
uygulanan sistem ve proses üzerinde olmalıdır.
Zaten Kalite oluşturulmasında en çok ele alınan
DEMİNG prensibi de bunu önermektedir. Yine bu
prensip içersinde tarımsal anlamda üretilen ürünlerin
eldesin de uygulanan sistemin yönetilmesi,geliştirilmesi
ve daha uygun şartların oluşturulması
hedeflenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bunun
sonunda kalite kontrol kavramı yerine kalite güvence
sistemi karşımıza çıkmaktadır. Bunun anlamı
tarımsal üretimde üretilen ürünlerin her koşulda
istenilen özelliklere sahip kılınmasının
teminidir. Genel anlamda ise tarımsal ürünün
kalite konusunda belirlenmiş tüm gerekleri
yerine getirmesinde yeterli güveni sağlamak için
uygulanacak planlı ve sistematik etkinliklerin tümü
olarak tanımlanmaktadır.
Tüm tarımsal
ürünlerde tüm üretim aşamalarında
talimatlar,görev ve sorumlukların tanımlamaları
vb.belgelemeler,çalışanların eğitilmesi ve
kalite konusunda bilinçlendirilmesi ile kalitenin
planlanan düzeyde en az girdi ile yapılması
kalite güvence sisteminin temelindeki ana
unsurdur. Bu unsura ek olarak tarımsal üretim
sonucu elde edilen üründen yararlanan müşterilerin
gereksinmelerininde ele alınmasını zorunlu hale
getirmektedir.
Artık tüm
işletmelerde olduğu gibi tarımsal işletmelerde
de kalite güvence sistemleri bir işletmenin tümünü
kapsayan bir hedef olarak alınmaktadır. Sistemin
verimli çalışması için tüm aşamalarda akış
şemaları oluşturulmaktadır.
Klasik
kalite sistemlerinin uygulamada oluşturduğu
hataların aranması yerine bunları oluşturan
nedenlerin üzerine gidildiği ve hata kaynaklarının
ortadan kaldırıldığı kalite güvence
sisteminin tarımsal işletmelerde uygulanması
ile;
•
Kalitede süreklilik,
• Daha
iyi rekabet edebilme olanağı,
• Tarımsal
üretimi kullanan kesimdeki güven duygusu,
•
Kalite kontrol işlemin kapsamının azaltılması
• Yüksek
verim,
• Çağdaş
bir çalışma ortamı, çalışanlarda yüksek
motivasyon,
•
Minimum maliyet,
•
Maksimum ürün güvencesi oluşmaktadır.
Bütün
bu işlemler sonunda işletmelerde değişik
kalite sistem yapıları oluşmaktadır. Bunlar:
Hedefi
olmayan işletmeler,
Hedef
belirleyenler,
Teknikleri
uygulayanlar,
Gelişme
kaydedenler,
Toplam
kalite uygulayanlar,
Dünya
markası oluşturanlar,
şeklinde
gruplandırılabilir.
Hedefi
belli olmayan işletmeler genelde kalite sistem çalışmalarına
yeni başlamışlardır. Vizyon olarak ISO 9000
ile sınırlı olan bu işletmelerde kalite oluşturmanın
bir maliyet gerektirdiği düşünülür. Kalite
konusunda eğitim almadıklarından genelde kalite
sisteminin neler kazandıracağını konusunda
fikirleri yoktur. Öte yandan bu tip işletmeler
aslında geçmişte çok başarı işletmeler
olarak da bilinirler. Amaçları müşteri
gereksinmelerini karşılamak yada günü
yakalamak olan bu işletmelerde teknolojiye yapılacak
yatırımlardan kaçılmaktadır.
Hedefi
belirleyenler işletmelerde kalite çabalarının
geçmişi 2-3 yıla dayanır.Kalite uygulaması
bir plan içinde olmasına karşın geçmişte yaşanan
başarısızlıkları düşünerek cesaretleri
yoktur. Ancak kalitenin ne getireceğini
bilmektedirler. İşletme içinde kalite birimi
kurulmuş ve ciddi bir yere sahiptir.
Teknikleri
uygulayan işletmelerde kalite çalışmaları 3-5
yıllık bir geçmişe sahiptir. ISO 9000
belgeleri olan bu işletmelerde her yeni teknik
kurtarıcı gözü ile bakılır. Gelecek yerine günlük
işlerin düşüncesi bu tip işletmelerde hakim
durumdadır.
Gelişme
kaydeden işletmeler 5-7 yıllık kalite kültürü
içinde önemli oranda kaliteden yararlanan işletmelerdir.
Bunlarda toplam kalite kültürü uzun dönemli
bir çalışmanın aracı olarak ele alınmaktadır.
Kurulan kalite sistemlerinde ortaya çıkan
problemlerin çözülmesi ön planda tutulur.
Toplam
kalite uygulayanlar güçlü ve dünya çapında
bir Pazar ve üne sahip işletmelerdir. Kalite işletmenin
bir yaşam tarzı olmuştur. İşletmede tüm çalışmalar
ölçülür ve göstergelere sahiptir.
Organizasyonel sorumluluk kavramı yerleşmiş düzeydedir.
Dünya
markası oluşturan işletmeler ise toplam
kalitenin en üst düzeyde olduğu işletmelerdir.
Müşteri memnuniyetini geliştirmek konusunda sürekli
çaba harcanır yeni fırsatlar ortaya çıkarılır.
Çalışmalarda bitme değil yeni hedeflerle
tazelenme ön plandadır. Tüm çalışmalarda müşteri
odak noktası olarak ele alınır.
İşte tüm
farklı düzeylerde kalite uygulayan işletmeler
dikkate alındığında ülkemizin genel tarımsal
yapısı da göz önüne alınırsa tarımda
toplam kaliteye ulaşabilmek için çok yapılması
gereken işlemin olduğu gerçeği ortaya çıkar.
Ancak burada unutulmaması gereken bir nokta
mutlaka tarımda da toplam kalite mantığının
etken bir şekilde kullanma yollarını araştırmak
ve uygulamaya hızla sokmak gerçeğidir.
BU HABERLE İLGİLİ DİĞER
GELİŞMELER
Haber
listemize üye olup tarım sektöründeki haberlere,
geliştirici herkese açık tartışma platfomlarına
katılabilirsiniz.
.
|
Mail
adresinizi sol aşağıya yazın ve "Listeye
Gir" butonuna tıklayın. |
|
Karşınıza
gelecek sayfadaki formu eksiksiz doldurun. |
|