YORUM

Ali Ekber Yıldırım

Türkiye Tarım Müzakerelerine Nasıl Hazırlanıyor?

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), 31 Temmuz 2004'te yapılan Cenevre toplantısında tarım müzakerelerinde görüşülmek üzere bir çerçeve metin üzerinde anlaşmaya vardı. Bu çerçeve anlaşmaya göre tarımda iç destekler ve ihracat destekleri azaltılacak, tarım ürünleri ithalatında uygulanan gümrük vergileri düşürülecek.
Söz konusu çerçeve anlaşma açıklandıktan sonra Türkiye'de bu konu bir-iki hafta tartışıldı ama sonra büyük ölçüde rafa kaldırıldı. Oysa önemli olan çerçeve anlaşmayı tartışmak değil, tarım müzakerelerine ciddi ve tutarlı bir hazırlık yapmak. Çünkü her şey müzakere sürecinde belli olacak. Üye ülkeler müzakerelerde bazı tavizler verirken bazı kazanımlar elde etmeye çalışacaklar. Tezlerini iyi savunanlar nihai anlaşmayı şekillendirecekler.

Türkiye, DTÖ tarım müzakerelerine nasıl hazırlanıyor?
Türkiye adına müzakereleri Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu bakanlık yürütüyor. Bu çerçevede Cenevre'de Türkiye' nin bir daimi temsilcisi ve 30 çalışanı var. Bunlar-dan sadece bir tanesi tarımcı. Burada ciddi bir yanlışlık var. Müzakerelerde Tarım Bakanlığı' nın ağırlığı mutlaka artırılmalı. Çünkü son yıllar-da Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlı-ğı tarımın sorunlarını çözmek bir yana tarımdan kurtulmanın gerekliliğine inanan bir politikaya sahip. Genel kanı, "tarımı bugüne kadar destek-ledik de ne oldu" şeklinde. Böyle bir düşünceye sahip kurum veya kurumlar müzakerelerde ülke tarımı yararına sonuç alamaz.

Neden böyle düşündüğümüzü çarpıcı bir örnekle açıklayalım.

Türkiye'nin çıkarları, müzakerelerde Çin, Brezilya ve Hindistan'ın başını çektiği G-33 grubu ile hareket edilmesini gerektiriyor. Ancak, Dış Ticaret Müsteşarlığı bunu istemediği için Cenevre'deki Tarım Müsteşarımız gayri resmi olarak bu grubun toplantılarına katılıyor. Böyle bir anlayışla Türkiye müzakerelerde başarılı olabilir mi?

Bu müzakere sürecinde Türkiye, "Avrupa Birliği'ni üzmeyelim", "Amerika'yı karşımıza almayalım" politikası ve yaklaşımı ile bir yere varamaz. Çıkarları doğrultusunda kiminle işbirliği yapmayı gerektiriyorsa onu yapmalı.

Ankara'da da durum çok farklı değil. Müzakereler için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bir çalışma grubu oluşturdu. Yapılan çalışmalar Dış Ticaret Müsteşarlığı'na sunuluyor. Müsteşarlık kendi çalışmalarını da ekleyerek müzakerelerde bu çalışmalar doğrultusunda Türkiye'nin tezlerini savunacak. Bu yeterli olur mu?

Türkiye için son derece önemli olan böylesi ulusal bir konuda ilgili bir çok kurum ve kuruluşun görüşleri alınmalı. Örneğin müzakerelerde gelişmiş ülkeler ve Türkiye gibi gelişme yolundaki ülkeler kırsal kalkınma ve gıda güvenliği ihtiyaçlarına dayalı olarak uygun sayıda ürünü "hassas ürün" olarak gösterebilecek. Bu ürünler koruma kapsamında olacak. Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Tarım Bakanlığı tek başına buna karar vermemeli. Sektörün görüşünü almalı.

Fakat ülke genelinde böyle bir çaba yok. Ankara'da masa başında bazı çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalardan tarım sektörü ve kamuoyu haberdar değil. Halbuki, Dünya Ticaret Örgütü'nün müzakere süreci sonunda ortaya çıkacak anlaşma tüketici olarak tek tek hepimizi ilgilendiriyor. Tarım ürünü üreten üretici, ithal eden, ihraç eden, satan herkes bundan etkilenecek. Öyleyse bu kesimlerin bilgilendirilmesi, katkı koyacaklarsa katkıları sağlanmalı ve müzakerelere daha güçlü başlanmalı. Aslında böyle bir çalışmayı çiftçi örgütleri yapmalı. Tarım Bakanlığı ile işbirliği yaparak üreticiyi bilinçlendirmeli. Ancak böyle bir çalışma ne yazık ki yapılmıyor.

Çiftçi örgütlerinin yapamadığını "topraklarımızı koruyalım" ilkesi ile yola çıkan Türkiye Erozyonla Müzadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) yapıyor.

TEMA Vakfı, pazartesi günü İstanbul'da "Dünya Ticaret Örgütü ve Türkiye Tarımı" konulu kapsamlı bir toplantı yaptı. TEMA Vakfı'nın danışmanı ziraat yüksek mühendisi Mahir Gürbüz'ün yönettiği toplantıda masanın bir tarafında TEMA'nın kurucusu Hayrettin Karaca, vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Gökyiğit, Yönetim Kurulu üyeleri Prof. Dr. Lütfü Baş, emekli General Kemal Yavuz, vakıf Genel Müdürü Ümit Gürses, Eğitim Bölüm Başkanı Celal Ergün ve diğer yöneticiler vardı. Masanın diğer tarafında ise Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Pazarlama ve Dış Ticaret Daire Başkanı Dr. Ahmet Yücer, Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Taşdöğen, Hacettepe Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şahinöz, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Koç ve DÜNYA Gazetesi tarım yazarı olarak biz oturduk. Gün boyu süren toplantıda Dünya Ticaret Örgütü'nün tarım konusunda aldığı kararların Türkiye tarımına etkilerini tartıştık. Müzakere sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalar ele alındı.

TEMA Vakfı bu konuşmaları bir kitap haline getirip ilgili tüm birimlere ulaştıracak.
Türkiye'nin tarım müzakerelerine en iyi şekilde hazırlanması için her kurum ve kuruluş katkıda bulunmalı. Bu sürecin dışında kalıp yarın öbür gün alınacak kararları önümüze koyup ağlaşmanın yararı olmayacak.

 
Kendinizi Mail listemize ekleyin sitemiz ve sektörle ilgili gelişmelerden sizide haberdar edelim.

 

YORUM

>> A,B,...Cümlemiz için değişim değişim... / Kemal Erdoğan

>> Türkiye tarım müzakerelerine nasıl hazırlanıyor? / Ali Ekber Yıldırım


 
ANA SAYFAYA DÖN
 

Copyright©1996-2000 Cine-Tarım A.Ş. Her hakkı saklıdır.
Cine-Tarım A.Ş.'nin yazılı izni olmaksızın hiçbir yazılı ve görsel malzeme kısmen ya da bütünüyle kullanılamaz.