YORUM
Güngör
Uras
Avrupa'nın 'Zerzevatçısı'
Olmak Bile Güçleşti
Zengin ülkeler çiftçilerini yaşatmak için tarım
sektörüne yılda 300 milyar dolar para akıtıyor. Zenginlerin "şah"ı
olan ABD hükümeti, çiftçisini desteklemek için yılda 50 milyar
dolar sarf ediyor. Sadece pamuk üreticisini yaşatmak için yılda
pamukçulara akıttığı para 12.5 milyar dolar. ABD hükümeti, yüksek
fiyatlı tarım ürünleri dünya pazarında rekabet edebilsin diyerek
tarım ürünleri ihracatçısına yılda 15 milyar dolar destek veriyor.
Bush yönetimi mevcut desteklere ek olarak Amerikan çiftçileri
için 85 milyar dolar tutarında bir yardım paketi daha hazırladı.
Fakat bütün bunları yapan ABD hükümeti ve yandaşı Batılı zengin
ülkeler, gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkelerin çiftçilerini
boğacak yeni düzenlemeler peşinde... ABD'nin hâkim olduğu ve de
zengin "Batılı ülkelerin" ağırlıkta bulunduğu Dünya
Ticaret Örgütü, "Dünyada tarım ticaretini serbestleştirme"
adı altında, (1) Gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkelerden sınır-larını
ve pazarlarını tarım ürünü ithalatı için so-nuna kadar açmalarını
istiyor. (2) Çiftçiye hiçbir şekilde yardımda bulunulmamasını
istiyor.
Bütün bu çabalarda, gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkelere uzatılan
"elma şekeri" şu: "Tarım ürünleri için gümrükler
kalkacak. Sınırlar açılacak. Çiftçi desteklenmeyecek. Bu durumda
fakirler bol bol üretip zenginlere satacak..."
Halbuki tam tersi olacak... ABD ve diğer zenginler yıllardır
tarım sektörünü ve çiftçisini desteklediğinden tarım sektöründe
"sermaye, bilgi, teknoloji" birikimi oluştu. Ekonomik
büyüklükte ve düşük maliyette üretim imkânları elde edildi. Yüksek
verim ve düşük maliyet sınırına ulaşıldı. Fakirlerin çiftçilerinin,
zenginlerin çiftçileriyle rekabete girmesi, zenginlere daha ucuz
ve kaliteli tarım ürünü satabilmesi imkânsız.
Fakir, zengine mal satamaz
Bütün bunlara rağmen ABD ve zengin "Batılı ülkeler"
kendileri tarım sektörünü ve çiftçilerini büyük ödemelerle desteklerlerken,
gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkelerde tarıma ve çiftçilere yönelik
"ufacık - azıcık - önemsiz" destekleri bile kestirmek
için ellerinden geleni yapıyor. İşte bizim durumumuz ortada. Çiftçiye
ucuz girdi, kredi verilemiyor. Ekim alanları daraltılıyor. Fiyat
destekleme uygulaması sona erdi. İhracat desteği kalkıyor. Kala
kala "doğrudan gelir desteği" adı altında toprak sahibine
yapılan ödeme kaldı.
Bu konu neden birden gündeme geldi? Çünkü 27 - 31 Temmuz 2004
tarihleri arasında Cenevre'de yapılan Dünya Ticaret Örgütü görüşmeleri
sonucu "İleri Tarım Müzakereleri" adı altında bir "çerçeve
anlaşma" imzalandı. Bu anlaşma bizi çok çok, pek çok ilgilendiriyor.
Bu anlaşmanın 3 hedefi var: (1) Biz, hayvansal ürünlerimizi,
sanayi ürünlerimizi ve tahılları yüksek gümrükle koruyorduk. Bundan
sonra koruyamayacağız. Et, buğday, pamuk, şeker, un, yağlı tohumlar,
zerzavat ve meyve için sınırları açacağız. (2) Fiyat desteklerini
zaten kaldırmıştır. Şimdilerde tarıma yapılan yıllık 1.2 - 3.0
milyar dolar tutarındaki yardımları da yapamayacağız. (3) Tarım
ürünü ihracatçısını hiçbir şekilde destekleyemeyeceğiz.
Bu durumda bırakınız diğer tarım ürünlerini, zerzavatımız bile
ABD'den. AB ülkelerinden gelir... Hani biz bir zamanlar "Avrupalıların
zerzevatçısı olacağız" diye üzülüyorduk ya... Görüyorsunuz
bize zerzevatçılık bile yaptırmayacaklar... İyi de biz ne yapacağız?
|