EDİTÖR


Hep Yanlış Yaptık, Hala da Yapıyoruz...

 

Coğrafi konum itibariyle dünyanın en verimli topraklarına sahip olduğumuz ülkemizde her konuda olduğu gibi tarımsal alanda da çarpıklıklar yaşıyoruz.
Cumhuriyet”in kuruluşundan bugüne kadar Atatürk'ün
bizlere bıraktığı mirasa sahip çıkamadık. Tıpkı eski Türk
filmlerinde ki gibi dişinden, tırnağından biriktirip, çalışıp, kazanıp refah bir yaşam süren zengin bir fabrikatör olan babanın; barlarda, pavyonlarda, kumarhanelerde miras yiyen zengin çocuğu gibi olduk. Hep yanlış yaptık. Hala da yapıyoruz. Ama nerede yanlış yaptık? Doğa koşullarına bağımlılığı makul seviyelere çekemedik. Üretim miktarı ve büyüme hızında istikrarı sağlayamadık. Bitkisel ve hayvansal üretim dengesini talep desenine uygun olarak oluşturamadık. Daha yüksek getiri sağlayacak yaş meyve ve sebze ihracatına gereken önemi gösteremedik. Ülkemize özgü bazı ürünleri dış piyasalarda yeterince tanıtamadık. Üreticinin gelir düzeyini yeterince artıramadığımız için modern girdi ve teknoloji kullanımında geri kaldık. Hayvancılığı bitirme noktasına getirdik Tarımsal istihdamı azaltamadığımız için verimlilik artışını hızlandıramadık Destekleme politikasını içerik ve uygulama yönünden bilimsel kriterlere dayandıramadık. Popülist amaçlı ve kısa vadeli
politikalar uyguladık. Bunları sıralamakla bitmez. Hep
yanlış yaptık ve hala da yapıyoruz.
Bilindiği gibi ülkemizde buğday ürününde en erken
hasadı Çukurova Bölgesi yapar. Mayıs ayının ilk
haftasından sonra çiftçi tarladaki ürününü biçer. Biçer
ama..! Kime satar? Kaça satar? Kim alır? Bunu bilmez.
Çünkü her zaman olduğu gibi buğday taban fiyatlarında
belirsizlik vardır. Hükümetin açıklayacağı taban
fiyatlarını bekler.
Bir kısmı ürününü tüccara satmak zorunda kalır. Zorunda kalır diyorum, yıl boyunca tüm girdileri veresiye yaptığı için, hasatıda yaptığı zaman borçlarını kapatması gerekir. Aksi takdirde ikinci yıl gübresini, tohumunu, mazotunu veresiye alamayacaktır. Bu düzen yıllardır böyle sürmüş ve böyle de sürecek gibi.
Bir kısım çiftçide buğdayını ofise satmak için gözü kulağı radyoda, televizyonda, gazetelerdedir. Bu yılda böyle oldu. Tarım Bakanı Sami Güçlü geçtiğimiz ayın sonunda Adana'ya gelerek belirledikleri buğday taban fiyatını kendisi açıkladı. Sert ekmeklik ve yarı sert ekmeklik Çukurova Buğdayının taban fiyatı kilogram başına 310 bin lira olarak belirledi.
Bu fiyat üreticiyi hiç memnun etmedi. Nasıl etsin ki.
Üretici 400 bin lira beklerken, 90 bin lira altında bir fiyat
açıklandı. Belirlenen taban fiyatının üstüne çıkan girdi
maliyetleri karşısında çiftçi yine ezildi, biraz daha borç
batağına gömüldü. Bakan Bey'in “DGD veriyoruz, ucuz
mazot veriyoruz” demesi bile onları mutlu etmedi.
Edemezdi çünkü verilen destekler zaten gerçek üreticiye ulaşmıyor ki. Bir de girdi maliyetlerinin altında bir taban fiyat açıklanınca, nasıl mutlu olsunlar. Yaptığımız yanlışlar kadar, doğrularda da başarılı olsak, ülke olarak bugün AB'ye girmek için kendimizi yırtmaz, onlardan gelen teklifi nazla değerlendirirdik. İşte hep yanlış yaptık, hala da yapıyoruz...

Kendinizi Mail listemize ekleyin sitemiz ve sektörle ilgili gelişmelerden sizide haberdar edelim.

EDİTÖR

>> Editörün Köşesi

Namık Kemal Kalaycı
nkalayci@cine-tarim.com.tr


 
ANA SAYFAYA DÖN
 

Copyright©1996-2000 Cine-Tarım A.Ş. Her hakkı saklıdır.
Cine-Tarım A.Ş.'nin yazılı izni olmaksızın hiçbir yazılı ve görsel malzeme kısmen ya da bütünüyle kullanılamaz.