YAÐ AÇIÐIMIZ DOLU DÝZGÝN

40 Yýlýlk Dert

Yað sanayicilerimizin görüþlerine göre; ülkemizde kiþi baþýna yað tüketimi, Dünya ve Avrupa ortalamalarýnýn oldukça altýnda bir seviyede. Yapýlan deðerlendirmeler, günlük olarak kiþi baþýna 2250 kcal.' lik enerji ihtiyacýnýn, Dünya Saðlýk Örgütü' nün önerisine uygun olarak 1/3'ünün yaðdan karþýlanmasý bilimsel gerçeði uyarýnca, þu anda 16 Kg/Yýl olan kiþi baþýna yað tüketimimizin (zeytinyaðý ve tereyaðý da hesaba katýldýðýnda bu miktar ancak 18 kg.'a çýkabiliyor), 30 Kg/Yýl düzeyine çýkmasý gerekmektedir.

Gerçi, son yýllarda bir moda akýmý gibi ülkemiz insanlarýný da kasýp kavuran, saðlýk için zayýflama, diyet yapma, yaðlý yiyeceklerden kaçýnma ya da hiç yoksa daha saðlýklý yaðlarý tercih etme yönündeki bir yöneliþin etkisiyle, kýzartmalar baþta olmak üzere birçok cazip yemeðin tüketiminden kaçýnýlmasý yað tüketimine de olumsuz etkiler yapmaktadýr ve üstelik kiþi baþýna düþen yað miktarýný arttýrmak yerine, nüfus artýþ sýkýntýsý (!) yaþamayan ülkemizde, yeni gelen nüfusu hedef alacak bir yað tüketim artýþý beklentisi daha akýlcý olacaktýr.

Çünkü, uzakdoðu ülkelerinin baþta kanser ve kalp rahatsýzlýklarý olmak üzere tehlikeli birçok hastalýklara yakalanmak bakýmýndan, çok yað tüketen batýlý ülke insanlarýndan daha þanslý olduklarýný her gün medya bombardýmanýndan öðrenen insanýmýz için, zeytinyaðý ve soya yaðý gibi saðlýk için tüketilmesi yararlý olacak besin maddelerini, hayvansal yaðlarla deðiþtirebilme çabalarýnda bile yeterince baþarýlý olamadýðýmýz gerçeðinden hareketle, yað tüketim miktarýndaki bir artýþ hedefini gerçekçi bulamýyorum.

Üstelik, bu halimizle bile 600-700 milyon dolarlýk bir harcama yaparak gerçekleþtirdiðimiz yað ithalatý, ekonomimizin bu derece kamburu olurken, bu miktarý arttýracak bir hedefin akýlcý olamayacaðýna inanýyorum. Ama, bir gün yerli üretimimiz ihtiyacýmýzý aþarsa ve ihraç etme sýkýntýlarý yaþarsak, iþte o zaman klasik pazarlama tekniði olarak, yað arttýrma ataklarýna hoþ bakýlabilir. Durumu daha iyi anlayabilmek için bazý istatistiki deðerlere bakmakta yarar var.

Aslýnda, yerli üretimimizi arttýrmaya dönük bir tarýmsal uygunluk söz konusu olmasa, "kim korkar ithalattan? " deyip normal karþýlayacaðýz bu durumu. Çünkü, her yýl 600 bin ton seviyesine ulaþan yað ithalatýmýz içinde, 225 bin tonluk bir kalemi oluþturan palm (hurma) ve hindistan cevizi yaðý gibi ülkemizde yetiþmediði için zorunlu olarak ithalatý yapýlacak bu miktar düþüldüðünde ve bir de 300 bin tonluk bitkisel yað ihracýmýz gündeme getirildiðinde, çok fazla ürkmeye gerek olmadýðý anlaþýlýyor.

Ancak, bu topraklarýn sahip olduðu tarýmsal potansiyel düþünüldüðünde, diðer tarýmsal ürünler ithalatýnda olduðu gibi, artýþ gösteren bitkisel yað ithalatý da göz göre göre kabul edilebilecek bir gerçek olarak görünmüyor.

Bu konuda Dünya ile de ters giden bir alýþkanlýðýmýz var üstelik. Örneðin; Dünya bitkisel yað üretiminde lider bitki olan soyanýn 141.5 milyon tonluk üretimini, 35.5 milyon tonla pamuk ve 34 milyon tonla kanola izlerken, ayçiçeði 24.7 milyon tonla 4. sýrayý alýyor.

Oysa ülkemizde en önemli yað kaynaðý olarak ilk sýrayý 1.3 milyon tonla pamuk alýrken, ayçiçeði 860 bin ton, yerfýstýðý 90 bin ton, soya 60 bin ton , susam 34 bin ton ve kanola ise sadece 5 ton ile sýralanmaktadýrlar. Üretilen yað miktarlarý bakýmýndan ise; Dünya yað üretiminde soyanýn payý % 27.2 iken, (ülkemizde üretimi olmayan) palm yaðýnýn % 21.7 ve kanolanýn ise % 15.6' lýk payý sözkonusudur. Oysa bizde; toplam yað üretimimizin % 60-65 kadarýný tek baþýna ayçiçeði saðlamakta, pamuk % 32, soya ve mýsýrözü yaðý gibi ürünler de % 2-3' lük paylar almaktadýr. Kanola ve aspir yaðlarýnýn ise kayda deðer bir üretimleri sözkonusu olmamaktadýr. GAP bölgesine kayan pamuk üretiminde kaydedilen artýþ yanýnda, ayçiçeði üretiminin ülke çapýnda uygun bulunan ekolojilere adaptasyonu, yað açýðýmýzýn kapatýlmasýnda mutlaka olumlu etkiler yapacaktýr.

Ancak, baþta Ýç Anadolu olmak üzere yaðýþýn 350 mm.'yi geçmediði kurak ve sýcak bölgelere yazlýk ürün olarak önerilen ideal bir yað bitkisi olan Aspir'in yaygýnlaþtýrýlmasý; Trakya ve Karadeniz bölgesine uyumlu olduðu belirlenen Kanola'nýn kýþlýk ürün olarak ekim nöbetinde yer bulmasý, yeryüzünün en çok ekilen yað ve baklagil bitkisi olan soyanýn, öncelikle Çukurova bölgesi olmak üzere, güney kuþaðýmýzdaki hakettiði yeri almasý durumunda, ülkemizin yað açýðý probleminin çözüme kavuþabileceði umulmaktadýr.

Bunun içinde; merkezi planlamalar ve teþvikler kadar, bu konuya inanmýþ meslektaþlarýmýzýn, idealist yaklaþýmlar ve býkýp usanma göstermeden kararlý mücadelelerle, üreticileri ya da yað sanayicilerini etkileme sürecine giriþmeleri


BU HABERLE ÝLGÝLÝ DÝÐER GELÝÞMELER

Haber listemize üye olup tarým sektöründeki haberlere, geliþtirici herkese açýk tartýþma platfomlarýna katýlabilirsiniz.
.
Mail adresinizi sol aþaðýya yazýn ve "Listeye Gir" butonuna týklayýn.
Karþýnýza gelecek sayfadaki formu eksiksiz doldurun.

Powered by ListBot

ARAÞTIRMACI GÖZÜYLE
>> Ahmet Nedim NAZLICAN(Ziraat Yüksek Mühendisi) / Yað Açýðýmýz Dolu Dizgin (40 Yýllýk Dert)




ANA SAYFAYA DÖN



 
 
Copyright©1996-2000 Cine-Tarým A.Þ. Her hakký saklýdýr. Cine-Tarým A.Þ.'nin yazýlý izni olmaksýzýn hiçbir yazýlý ve görsel malzeme kýsmen ya da bütünüyle kullanýlamaz.